Muhtarlarla Toplantı

Muhtarlarla Toplantı

Sayın Cumhurbaşbakanımız bin yüz odalı yeni sarayına taşınalı beri neredeyse her hafta Muhtarlarla toplantı yapmayı, onları muhteşem sarayında ağırlamayı gelenek haline getirdi. Muhtarlar için sarayda kurulan sofra, görenlerin ağzının suyunu akıtacak derecede muhteşem. Sofrada bir kuş sütü eksik. Muhtarların keyfine, cakasına, mağrur tavırlarına diyecek yok doğrusu. Onların yerinde kim olsa daha fazlasını hisseder. Koskoca bir ülkenin koskoca Cumhurbaşbakanı ile, onun davetlisi olarak onunla aynı masada sohbet ederek, yemek yemeyi az buz bir ayrıcalık sayılabilir misiniz?

Bir mahalleyi muhtarlardan daha iyi kimse tanıyamaz. Her evde kaç kişi oturur, ne iş yaparlar, gelir durumları nedir, evde kaç kişi çalışır, kim kiminle ahbaptır, kimler kavgalıdır, kimler kendi yağı ile kavrulur, kimler yardıma muhtaçtır, hangi evde hasta vardır, asker vardır, kimler hangi partiye oy verir? Bunların kayıtları ya vardır muhtarda, ya da kafadan biliyordur. Böyle olunca da siyaset yapan birisi için muhtar çok önemli, el üstünde tutulası mühim bir şahsiyettir. Bunu, Sayın Cumhurbaşbakanımız çok iyi kavramıştır. Seçimlerde muhtarlar kime çalışırsa sonuçlar o yana ağır basar. Bu sebeple de, kafası çalışan bir liderin muhtarları avucunun içine almak için elinden gelen, gelmeyen ne varsa yapmak istemesinden daha mantıklı bir iş düşünülemez.

On Haziran seçimleri öncesi, partisinin mitinglerinde yasalara ve Anayasaya uygun bir biçimde meydanlara çıkmış, “Ben sizin hem Cumhurbaşkanınızım, hem başbakanınızım, hem de parti başkanınızım. Aksini söyleyeceklerin ağzının payını alacaklardır. Kimse benim meydanlara çıkmamı eleştiremez. Sıkıysa eleştirsinler.” Diyerek seçmenlerden 400 tane milli milletvekili istemişti. Seçimin sonunda değil 400, iktidar olma gücünü de kaybedince hatasını anladı. Derhal seçimleri iptal edip yeniden seçim için taktik geliştirdi. Bu işin, yani seçimi kazanmanın sırrı muhtar toplantılarındaydı. Bunu ihmal ettiği için kaybetmişti seçimi. Yeniden seçim tarihine kadar her hafta muhtarlarla toplantı yapma kararını aldı.

Muhteşem sarayında, muhteşem bir ziyafetin ardından muhtarlara düşüncelerini uzun, uzun anlattı. Sonunda da emirlerini onlara dikte ettirdi: “Sevgili muhtarlarım, sizlere olan sevgi, saygımı, muhabbetimi anlatmam gereksiz. Muhtarlarım her zaman benim başımın tacıdırlar. Sizler devletimizin yönetiminde, halkımızın bizzat seçtiği, ülkemin en etkili mevkilerinde görev üslenmiş fedakar, cefakar yardımcılarımsınız.” Sayın Cumhurbaşbakanımız gerçekten de muhtarları kendine çok yakın hissediyordu. Onlar kendisiyle aynı düzeyde, aynı düşüncede, aynı duyguları paylaşır buluyordu. “Milletimin arzularını, taleplerini kimse sizden daha iyi bilemez. Partimin yeniden iktidar olması için herkesten çok sizlere güveniyorum. Sizler mahallelerinizde, partimize oy verenleri de, vermeyenleri de çok iyi tanırsınız. Bize oy verenler zaten bizden. Onlar için yeni bir arayışa, gayrete ihtiyaç yok. Benim sizden isteğim bize oy vermeyenlerle alakalı. Ne yapıp edip onların da oylarını bize vermelerini sağlıyacaksınız. Ne ihtiyaçları varsa hemen teşkilatımıza ileteceksiniz. Yardımların yerine ulaşmasına nezaret edeceksiniz. Yardım kabul etmeyenleri ikna edip oylarını da partimize vereceklerine emin olmadan teslimat yaptırmayacaksınız. Her türlü gayretinize rağmen hala inat edenlerin listelerini çıkartıp parti teşkilatımıza vereceksiniz. Bütün parti teşkilatımızla beraber, güvenlik güçlerinin arkanızda olacağından kuşkunuz olmasın. Bu arada, yeniden iktidar olur olmaz ilk işimizin sizlerin durumlarını ele alıp, gerekli iyileştirmeleri yapacağımızı da buradan sizlere müjdelemiş olayım.”

Bu direktifleri alan ve saraydan ağzı kulaklarında ayrılan muhtarlarımız, bir sonraki toplantıya, aldıkları emirler doğrultusunda var güçleriyle çalışarak görevlerini fazlasıyla yerine getirmiş olarak katılıyorlardı. Hatta bazıları, ikna olmayan, “inadım inat” diyen akılsız seçmen vatandaşları listeleyip parti başkanlığına götürmek yerine bizzat kendileri hesabını kesip hastaneye postalıyorlardı. Polisi, jandarması, savcı, hakimi arkalarında olduğundan şikayetler suya yazılan yazı etkisinde oluyordu.

Sayın Cumhurbaşbakanımızın ‘muhtarlar toplantısı’ keşfi çok etkili oldu. Yeniden yapılan seçimlerde iktidar partisi beklediğinden daha fazla milletvekili çıkartarak tekrar iktidara geldi. partili, partisiz insanlar “Tayibin fendi, muhalefeti yendi. Helal olsun Cumhurbaşbakanımıza. Böyle bir adam, bu güne kadar daha gelmedi ülkenin başına. Allah başımızdan eksik etmesin.” Dediler.

Sayın Cumhurbaşbakanımızın muhtarların etkinliğinden hiç kuşkusu kalmadığından, dün yaptığı 17. muhtarlar toplantısında onlara yeni bir görev ve direktif daha verdi. “Siz değerli muhtarlarım, 50 binden fazla sayıdasınız. Hepinizin başkanlık sistemini yürekten benimsediğinizi biliyorum. Mahallelerinize gidin ve milletimize başkanlık sisteminin güzelliklerini ve ülkemizi başkanlık sistemi ile nasıl gül gibi yöneteceğimi anlatın. Meclisteki tanıdığınız muhalefet milletvekillerini de ikna edeceğinizi çok iyi biliyorum. Siz isterseniz bu iş referanduma bile gitmeden çözülür. Başaracağınızı adım gibi biliyorum. Haydi göreyim sizi. Sevgili aziz muhtarlarım.” diyerek gerekli gazı verdi. Bakalım yine on ikiden vuracak mı?

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.

İsmail İlhan hakkında
1940 yılında Yozgat’ın Köçek Kömü Köyünde beş çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak doğdum. İlkokulu üçüncü sınıfa kadar kendi köyümüzde eğitmenle okudum. İlkokulun kalanı ile orta öğrenimimi Yozgat’ta tamamladım. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümünü bitirdim. 1976 da Dr., 1982 de Doç., 1987'de Prof. oldum. 6 adet mesleki ve bilimsel kitap ile çok sayıda bilimsel makale yayımladım. 2007 yılında emekliye ayrıldıktan sonra Bursa Belediyesi Türk Sanat Müziği Konservatuvar’ını bitirdim. Keman çalıyor, beste yapıyor ve öykü yazıyorum. Yazarımız İsmail İlhan 7 Nisan 2020 günü yaşama veda etti.

1 Comment

  1. Yaşamın değerini bilmek ve her anını kendini geliştirerek, örnek olarak, üreterek yaşayabilmek. İşte insanın yapması gereken de bunlar. Ne mutlu size ve çevrenizdekilere.

Yorumlar kapatıldı.