Sivilce Devrimi

Sivilce Devrimi

Liseli ergenler sazı eline alıp sivilce devrimine yyelken açınca her şeyi bilen tayfa hemen ukalalık yarışına girdi. Ahkâm kesmeler, şöyle yapılmalı ama böyle yapılmamalı demeler. Üstünden en az bir askeri darbe, bilmem kaç tane sağ politikacı geçmiş, bütün devlet kadroları gözünün önünde yobazlara teslim edilmiş, mafya senin ahlakının bekçiliğine soyunmuş ama sen daha bugüne kadar bir kez bile adam gibi itiraz edememişsin. Hayatta yaptığın en büyük protesto Facebook’taki adının önüne T.C. kondurmak olan adam gelmiş burada liselilere akıl veriyor. Sen öyle Ziraat Bankası gibi T.C. diye ortalıkta gezince bir halt değişiyor mu sanıyorsun. Senin azıcık direnme kabiliyetin olsaydı zaten liseler bu durumlara düşmezdi. Önce askere bel bağladın, sonra Fuat Avni’ye, şimdi de Rusya’yla ABD anlaşsın, AB de onlara destek versin diye bekliyorsun. Sen de böyle tereyağından kıl çeker gibi, aradan sıyrılacaksın değil mi? Akıllı bıdık, sen oturduğun yerden, hiç mücadele edip risk almadan bu beladan kurtulabileceğini mi sanıyorsun gerçekten, el alemin çok mu umurunda senin ülkendeki özgürlükler? Ülkenin iyi yetişmiş öğrencileri dururken Fuat Avni adındaki ne idüğü belirsiz, Fethullahçı bir saray çıkmasına bel bağlamak nedir? Bu diploma konusu çıkınca bunlar bir sevindi ki bu kadar olur. Siz salak mısınız, nesiniz, ülkedeki en gereksiz yasalar bile iktidarın keyfine göre uygulanıyor, olmayan bir diplomanın peşine düşüp iktidarı değiştirebileceğinizi mi sanıyorsunuz? İktidarı gitmesin diye iç savaş çıkarmayı bile göze alan kişi, uyduruk bir diploma yüzünden koltuğunu bırakır mı hiç? Cumhurbaşkanı çıkıp “diplomam yok, itirazı olan bir dilekçe yazsın gereğini yapayım” dese, bütün iş çözülecek. O gün susacak bunlar, dilekçeyi de başkası yazsın diye bekleyecekler. Neyse konumuz bunlar değil zaten, biz liselilere dönelim.

Şimdi bir kere bu liseli ergen tayfası henüz kirlenmemiş durumda. Satılmış medyanın dandik haber programlarını seyretmemiş, iğrenç gazetelerini okumamış, iş hayatının kirli tezgâhlarından geçmemişler. Okullardaki gerici öğretmenlerinin peşine takılmayacak zekâya sahip olduklarından kafaları berrak, Türkiye’nin en iyi eğitim almış insanları. Ülkenin geneli düşünülünce kahvaltı sofrasında bal kaymak ya da ikindi vaktindeki kabak tatlısı gibiler. Ülkenin tek hazinesi bunlar. Yok üç tarafı denizmiş, ormanmış yeşilmiş hikâye hepsi. Bir bunlar var ülkeye değer katan, başka bir halt yok. Para için onurunu satmaya hazır milyonların yanında uzaydan gelmiş yaratıklar gibiler. Bugün ülke yönetimini ver bu ergenlere, iki yılda AB’ye girer, istersek iki yıl sonra da çıkarız. İşadamından, doktoruna, hâkiminden, mühendisine, polisinden askerine kadar kirlenmiş, boğazına kadar kire batmış bir ülkede istiridyenin içinde yaşamış gibi bu ergenler.

Bilmeyenler için anlatayım: Bu liseli ergenler, müdürleri konuşurken hep birlikte arkalarını döndüler. O da nasıl bir müdürse artık, öğrencilerin kıçını seyrederek konuşmaya devam ediyor. Düşün ki piyano resitali veriyorsun, sen çalmaya başlayınca bütün dinleyiciler bir anda tıkaçla kulağını tıkıyor ama sen gene de çalmayı sürdürüyorsun. Öyle müthiş bir müdür. Protestonun sadeliğine, güzelliğine, asilliğine bakar mısınız? Bir kelime laf etmeye bile gerek duymadan ‘sen arkama anlat’ diyorlar müdür efendiye, o da anlatıyor. Mesela sen bugüne kadar patronuna, öğretmenine ya da işyerindeki yöneticine hiç kıçını dönebildin mi, o konuşurken?

Benim bir arkadaş “Gençler namusumuz, onlara dokunmayı aklınızdan geçirmeyin!” yazmış sosyal medya hesabına. Ben bile korktum yeminle. Senin namusum dediğin ilk şey değil ki bu. Suriyeli çocuklar seks kölesi olarak iki liraya pazarda satılıyor, Milli Eğitimin bilgisi dâhilinde Ensar Vakfının yurtlarında çocuklara sistematik olarak tecavüz ediliyor. Senin namusum dediğin her şey pavyondaki canlı borsada satışa çıkmış. Sen neyini koruyabildin de bugüne kadar, gençleri korumaktan söz ediyorsun? “Sakata geliriz” diye, Gezi Parkının beş kilometre yakınında buluşmaya bile korkan sen değil miydin, nedir bu gençliğin hamisi numaraları. Bir de onları düşünerek, özgürlüklerinden vazgeçmelerini isteyenler var. Ergenler “Hayallerimizi unutup, karanlıkta yaşamak istemiyoruz” diyorlar. Bunlar da bir yandan onları koruyor gibi yapıp, diğer yandan köleliği bir alternatifmiş gibi sunuyorlar. Yaşamak deyince, nefes almak, yemek, içmek size yetiyor olabilir ama bunlar için yaşamak başka bir şey demek ki. Bu senin köle ruhunla katiyen içinden çıkamayacağın bir problem. Ergenler tamam, beni de dinlemeyin ama bunları hiç dinlemeyin. Bu akıl vericiler nasıl bir yenilmişlik ruhuna sahiplerse artık, hep fren, hep geri çekilme, hep teslimiyet üretiyor beyinleri. Hani korku filmi izleyip tuvalete gitmeye bile korkan tipler vardır, sonunda koltuklarında altına yaparlar. İşte bunların ki de o hesap.

Koruyucuların yanında bir de gaz vericiler var. Bu kesim de bir isyan gördü mü on kilometre arkadan çaktırmadan desteklemeye başlıyor ama söylemleri de kafasına göre değiştiriyor bir yandan. Biri TGB bayrağıyla, biri milliyetçi pankartıyla, diğeri Liseli Kürtler diye çıkıyor ortaya. Sorsan, Atatürkçü, sosyalist ya da sosyal demokrat derler kendilerine ama asıl ortak noktaları milliyetçiliktir, kindir, nefrettir bunların. Birisi Berkin Elvan’ın katilleriyle iş tutar, diğeri lise öğrencisi Destina Peri’yi otobüs durağında katledenlere sitem etmekten bile korkar bunların. Sizin müdürlerin kafaya çok benzer bunların kafa, sakın ola sokmayın bu milliyetçileri aranıza.

TC’ler siz de tek sıra halinde, geçin bakayım gençlerin arkasına. Aranızda konuşmadan, akıl fikir vermeden, onlar nereye giderse uygun adım gidin peşlerinden.

Ergenler, biliyorum size yol göstermek bana düşmez. Ne diyebilirim ki zaten ben size? Şu ülkedeki tek güzellik, tek bahçe, tek deniz sizsiniz. Yüzünüze bakınca Nazım’ın ağaçları gibi hür, arkanızı dönünce dağlardan denizlere uzanan bir orman gibisiniz.

İşiniz bana göre zor ama bilmiyorum, belki de sizin için çok kolay.

Hepinizi sivilcelerinizden öperim.

Bir gün patlarsa o sivilceler, önünde ne han durabilir ne saray.

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.

Burak Kaya hakkında
Müzisyen, yazar.