Yirmi Dakikalık Erdoğan-Trump Görüşmesinde Neler Konuşuldu?

Kaparoz muhabirleri Beyaz Ev’deki yirmi dakikalık Erdoğan-Trump görüşmesi ile ilgili detayları ele geçirdi. Sır gibi saklanan görüşmenin içinde çok ilginç detaylar var.

İşte Tarihe Geçen Erdoğan-Trump Görüşmesinin Detayları

Erdoğan-Trump görüşmesine tanıklık eden Dış İşleri görevlisi Kaparoz muhabirine görüşmeyi şöyle anlattı: “Görüşmeye atak başlayan taraf Trump oldu. Kapı kapandıktan sonra liderlerin bulunduğu odada fırtına öncesindeki sakinliği andıran bir sessizlik hüküm sürüyordu. Bunu fırsata çevirip bir anda sessizliği bozan kişi Trump oldu. Trump’ın ‘Nasılsınız?’ sorusu Beyaz Ev’in boş duvarlarında dakikalarca yankılandı. Doğruyu söylemek gerekirse, o anda Türk tarafı biraz bocaladı. Acaba bu sorunun gizli bir anlamı var mıydı, bu soruyla bizim bir rahatsızlığımız olduğu mu ima ediliyordu? Ancak Trump’ın karşısında 19. Yüzyılın hasta adamı yoktu. Şu anda bocalıyor gibi görünen Türk ekibinin başında, başlangıçta karşı tarafı tartan ve son derece temkinli olduğu bilinen Erdoğan vardı. Erdoğan bu soruya karşılık vermeden önce hafif bir baş hareketiyle doğruldu. Açıkçası o hareketle birlikte Türk tarafının da morali yerine geldi. Erdoğan, bu baş hareketiyle görüşmenin hiç de kolay geçmeyeceğinin sinyalini veriyordu. O anda “Çok teşekkürler, iyiyim” sözleri mazlum milletlerin bir haykırışı gibi Beyaz Ev’in camlarını titretti. Trump dahil tüm izleyenler şaşkına dönmüştü. Karşısında hasta, yaralı bir ülkenin başı öne eğik liderini görmeyi bekleyenlerin planları suya düşmüştü. Evet, Türk lideri gayet iyiydi, bunu açıkça ilan ediyor, yetmezmiş gibi bir de teşekkür ediyordu.”

Gerilim Filmi İzler Gibiydik

Erdoğan Trump görüşmesinin detaylarını aktarmayı sürdüren yetkili “Erdoğan’ın yanıtı çok çarpıcıydı ancak Türk tarafındaki gerginlik tam olarak geçmemişti. Acaba bu çıkışın arkası gelecek miydi, yoksa tek atımlık barut gibi sönüp gidecek miydi? Bir asır gibi geçen on saniyenin sonunda Türk lider Trump’ın yüzüne dönerek ‘Siz nasılsınız?’ dedi. Şimdi düşünme sırası Amerikalılardaydı. Türkler kısasa kısas diyordu, hem de korkusuzca, çekinmeden, aynı ses tonuyla. Halep oradaysa arşın buradaydı. Sanki taraflar yer değiştirmişti de ev sahibi Erdoğan, konuk liderse Trump’tı. Trump bir an için danışmanlarıyla göz göze geldi, danışmanlar başlarıyla onayladı. Başka bir çareleri kalmamıştı. Trump mahcup bir şekilde Erdoğan’ın az önceki sözlerini tekrarlamak durumunda kaldı ‘Çok teşekkürler, ben de iyiyim’. Artık roller değişmiş, oyun bozulmuştu. Trump’ın danışmanları uyarmış olsa da kimse, hem de Beyaz Ev’de böyle bir çıkış beklemiyordu. Türk tarafında yüzler gülüyor, karşı tarafta ise şaşkınlık hakimdi. Tam anlamıyla köşeye sıkışmışlardı. O anda Trump belki de yapabileceği tek hamleyi yaptı, el sıkışmak üzere elini Erdoğan’a uzattı. Şimdi zaman Amerikalılar için geçmek bilmiyordu. Koskoca bir ülkenin kaderi öyle havada asılı kalmış duruyordu. Acaba Erdoğan bu eli sıkacak mıydı, yoksa hava da mı bırakacaktı? Bizler bir gerilim filmi izliyor gibiydik. Erdoğan deneyimli bir lidere yakışan şekilde hiç acele etmeden, kendinden emin hareketlerle elini Trump’a uzattı. Kim bilir, belki de Trump’a verilen son bir şanstı bu. Amerikalılar derin bir nefes aldı. Salondaki herkes yorgun düşmüştü. Söylenecek ne varsa söylenmiş, deyim yerindeyse kozlar paylaşılmıştı. O anda Trump’ın tedirgin sesi duyuldu: ‘Hadi yemeğe geçelim’.”

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.