TÜBİTAK: Mars’ı İlk Kez Müslüman Astronotlar Keşfetti

Müslüman Astronotlar

NASA’da çalışan bilim adamlarının Mars’ta su bulunması ile ilgili haberlerle gündeme gelmesi üzerine TÜBİTAK yetkilileri bir açıklama yaparak Mars gezegenine ilk kez Lagari Hasan Çelebi’nin önderliğindeki müslüman astronotların ayak bastığını, ancak su kaynaklarını bulamadıkları için geri döndüklerini duyurdu.

Osmanlı kaynaklarına göre, Abdullah 11 uzay aracı ile gizli bir görevle Merih’e gönderilen Lagari Hasan ve mürettebatı, 16 Cemaziyelahir 1569 tarihinde salimen Merih’e ulaştı. Merih’e sağ ayağı ile adım atan Lagari, “Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım” diye ahkam keseceğine, “Haydi Bismillah” diyerek islami usullere uygun olarak Merih’i fethetti. Ancak küçük bir şanssızlık eseri gezegenin su kaynaklarından uzak düşen Lagari ve ekibi Mars’ın kızıl toprağı ile teyemmüm abdesti almak zorunda kaldı. Namaz saatleri ve uzayda yellenmenin abdesti bozup bozmayacağı konularında yaşanan tartışmalardan sonra, astronotlarımızdan Cenabettin Efendi “Benim gusül abdesti de almam lazım, böyle teyemmüm falan nereye kadar” deyince apar topar dünyaya dönmeye karar verdiler. Dönüş yolunda Abdullah 11’in bir türlü kıble yönünü tutturamaması üzerine Lagari Hasan’ın “Hüsrev, bir maruzatımız var” diyerek Osmanlı Sema İlimleri Medresesi’ni araması, ilerleyen yıllarda Amerikalı astronotlar tarafından taklit edildi. Kadıköy’e iniş yapan Abdullah 11 uzay aracının konduğu yere, Merih’in demir oksitli kumlarına atfen “Kızıltoprak” adı verildi.

Lagari Hasan Çelebi’nin Merih gezegenine inince okuduğu ezan, tam 400 yıl sonra ay yüzeyine inen Neil Armstorng’un kulaklarında yankılandı. Konuyu esir maddesinin varlığı ile açıklığa kavuşturan müslüman ilimadamları, uzayın boşluğunu dolduran ve CERN’deki ateist bilimadamlarının “Higgs Bozonu” diye halen arayıp durdukları esir’in yüzlerce yıl önce islam fizikçileri tarafından açıklandığını gururla ifade etmişlerdir. Ezan sesinin, Lagari Hasan Çelebi’nin başarılı yolculuğunu kanıtladığını belirten ilim adamları, “bakınız, olay çok basit; esir maddesinin yoğunluğu 4,2 gr/cm3. Böylece, ses dalgalarının esir içinde yayılma hızı saniyede 250 metre oluyor, bunu da ay ile merih arasındaki mesafeyle çarparsanız 400 sene ediyor, işte bu da evrim teorisini savunanlara kapak olsun” açıklamasını yapmışlardır.

İslam aleminin ilim tarihine şanssız bir sayfa olarak kaydedilen Merih seferi esnasında su kaynaklarına ulaşılabilseydi, bugün Merih’te büyük bir Osmanlı Çeşmesi şırıldıyor, Neptün’de de görkemli bir cami inşa ediliyor olacaktı…

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.