Sözcü Gazetesi’ne Açık Mektup

Sözcü Gazetesi

Sözcü Gazetesi‘ne ana avrat düz gitsem herkes beni eleştirir değil mi? Peki bu adamlar üç yıldır AMK diye spor gazetesi çıkartıyor. Yani öyle sinirlenip de söylenmiş bir söz falan değil, gazetenin adı bu. Kabul ediyorum, bana kıyasla son derece çağdaş, daha Atatürkçü, ileri derecede laik adamlar bunlar, peki neden kimse “Çocuklar, Amına Koyum diye gazete ismi olur mu?” diye sormuyor bunlara.

Bunlarda böyle hep tepeden bakan bir tavır, çok bilirim havaları, artık hangi kafayla yapıyorlarsa gazeteyi. Haber yok, araştırma yok, analiz yok, bilim, kültür, sanat, hiçbir halt yok gazetede. Şaka değil bak, seçim günü manşetten beyin fotoğrafı yayınladı bunlar. Altına da “Oy kullanmaya giderken yanınıza almayı unutmayınız!” yazmışlar. Biri Vatan Partisi’ne oy istiyor, diğeri CHP’ye vuruyor, bütün yazarlar topyekûn HDP’ye geçiriyor, gazete de manşetten beyin fotoğrafı yayınlıyor. Oğlum siz kendinize baksanıza lan önce. “Her gazeteye baskı var da bize niye yok?” diye sorsanıza önce bir kendinize.

HDP’nin barajı aşıp AKP’nin milletvekili sayısını düşüreceği belli olunca Erdoğan, HDP’lileri terörist ilan etti. Peki Sözcü Gazetesi ne yaptı dersiniz? Bugüne kadar susup susup, AKP köşeye sıkışınca, “sakın HDP’ye oy verip de kalaşnikofa şarjör olmayın” diye tehditler savurup, HDP barajı aşamasın diye, AKP gönüllüsü gibi çalıştılar. Gazeteciler ölümle tehdit edilir, sokaklarda dövülürken bunlara kimse dokunmadı tabii ki. Kim, niye dokunsun ki? Kırşehir esnafı gibi ellerinde bidonlarla, sopalarla gelmiş, AKP karşıtlarıyla mücadele ediyorlar. Sen hem AKP’den şikâyet edecek, hem AKP’nin tek başına iktidarındaki en büyük destekçisi olacak, hem de gazetenin manşetine beyin fotoğrafı basacaksın. Pes arkadaş.

Biraz da Sözcü Gazetesi‘nin yazarlarına bakalım. Bu çağdaş zevatın AKP’yi eleştirmekte kullandığı en temel dayanaklardan birisi “kadın” konusudur. “Eğitimde, yönetimde, ıvırda, zıvırda kadınlar geri plana itiliyor” diye yeri göğü inletirler. Peki bunların yazarlarından ne kadarı kadın dersiniz? Günlük köşe yazanlar arasında Emin Çölaşan, Uğur Dündar, Bekir Coşkun, Rahmi Turan, Yılmaz Özdil, Saygı Öztürk, Mehmet Türker, Necati Doğru ve Soner Yalçın var. Bak, haftada iki üç gün yazan Ege Cansen, Yekta Güngör Özden ve Murat Muratoğlu’nu saymıyorum bile. Askeriye gibi, herkes çükünü alıp da gelmiş gazetedeki işine, tamamı erkek. Kadın yazar oranı % 0’a denk geliyor. Yeni Akit’te bile günlük köşe yazan iki tane kadın var, siz kimi kandırıyorsunuz?

Beyin fotoğrafı demişken bu Sözcü’nün beyin takımını da unutmayalım. Bunlardan birisi Emin’dir. Emin’in en büyük numarası, insanlara ön adlarıyla hitap etmesidir. Askerlik arkadaşı gibi Turgut Özal’a ‘Turgut’, Tayyip Erdoğan’a ‘Tayyip’ der. Şu zekayı, inceliği görebiliyor musunuz? Yıllarca Melih Gökçek için İ.Melih yazdı, yani ‘ibne’ demeye getiriyor. Kaliteye, zekaya, espri yeteneğindeki inceliğe bakar mısınız? Neyse konuyu dağıtmayalım. Emin, “halkı daha iyi tanımak için günde iki üç saat Esra Erol’un televizyondaki evlilik programını seyrediyorum” diye yazıyor. Hayattayken benim babaannem bile seyretmiyordu o programı. Emin sağa sola bakma, sana soruyorum: Hiç aklı başında bir adam, böyle abuk sabuk şeylerle harcar mı zamanını?

Sözcü Gazetesi beyin takımının ikinci büyük gücü Yılmaz Özdil. Kendisi Türkiye’nin en popüler yazarıdır, kendisi hariç herkes okur yazdıklarını. Arabesk dinleyenleri eleştirdiği için zamanında Fazıl Say’la atışmıştı. “Arabesk dinlemek vatan hainliğiyse ben vatan hainiyim” dediydi. Beyin takımını sayarken Soner Abi’yi es geçmeyelim. Kendisi tarihçi, araştırmacı, gazeteci diye bilinir ama asıl mesleği farklıdır. Dizi çalışmaları yüzünden tarih konusunda bilimsel bir araştırma yapacak zaman bulamamış, Hacettepe Sağlık İdaresi Yüksek okulundan sonra, İdari Bilimler okumuştur. Genelde falanca ‘sabetayist’, filanca ‘yahudi’ gibisinden nefis dedikodular yazar. Uzun süre Kurtlar Vadisi adlı dizide konsept danışmanı olarak çalışmış. Lütfen kıskanmayın böyle şatafatlı bir kartvizitiniz yok diye, Soner Abi’nin görevi bu: Konsept danışmanlığı. Unvan süper ama diziden dolayı biraz sırıtıyor sadece. Umumi helada, kristal avize gibi. Dizi yasaklanınca “Kurtlar Vadisindeki şiddet günlük hayatta var olan bir şiddettir, böyle bir diziyi yasaklamak faşistliktir” buyurmuş. Gencecik çocuklar öldürülürken değil de, mafyayı yücelten televizyon dizisi yasaklanınca isyan etmiş Soner Abi. Radikal direnişçi tabii, sert konuşur öyle.

Beyin takımında yer alan bir diğer isim de Uğur Dündar. Kendisi ülkenin yetiştirdiği en yakışıklı sunucudur aynı zamanda. Eğer izlemediyseniz Allah aşkına bir kere izleyin Halk TV’deki programını, kendinizi 12 Eylül günlerine dönmüş gibi hissedeceksiniz. Yandaş kanallar halt etmiş yanında. Aynı şeyi savunan konuşmacılar, seçilmiş konuklar, her klişe laftan sonra kopan bir alkış tufanı. Tek sesli yayıncılığın bu kadarını TRT’de bile bulamazsınız.

İşte size Sözcü Gazetesi’nin beyin takımı. Arabesk müzik dinleyen mi, günde iki saat Esra Erol’la Evlilik Programı izleyen mi yoksa Kurtlar Vadisi’nin konsept danışmanlığını yapan mı dersiniz, ne isterseniz var bu çağdaş ekipte.

İki tane de yazıdan örnek vereyim de tam olsun bari. 1 Kasım’dan sonra şöyle yazmış Yılmaz Özdil:

“Biz mesela…
Tiyatroya gideceğiz.
Eskisi gibi.
Konsere gideceğiz.
Her zamanki gibi.
Bale seyredeceğiz.
Resim sergisi gezeceğiz.
Gazete okuyacağız.”

Şimdi içeriğine girmeden önce şekil olarak inceleyelim bu yazıyı: Böyle alt alta yazınca çok havalı oluyor bir kere, hem de uzun uzun yazmaya gerek kalmıyor. Yazan için de okuyan için de büyük kolaylık, üç satırda bitirebiliyorsunuz yazıyı. Şiir gibi ama şiir değil.

“Biz mesela, tiyatroya gideceğiz, eskisi gibi. Konsere gideceğiz, her zamanki gibi, bale seyredeceğiz, resim sergisi gezeceğiz, gazete okuyacağız.”

Yazının bir de şu üstteki haline bakın. Aradaki inanılmaz farkı görünce, eminim artık siz de böyle alt alta yazmaya başlayacaksınız. Fazladan birkaç ağaç ziyan olacak ama olsun, değer bu estetik görüntüye. İçeriğine de kısaca değinelim bu eşsiz yazının: Her zamanki gibi baleye gidecekmiş, arabesk dinleyen Özdil.

Bale demişken, Özdil’i geçin, Sözcü’nün tamamında sanata ilişkin bir şey bulamazsınız. İnternette Sözcü’nün Kültür Sanat sayfasına erişmek için Ana Sayfadan Diğer butonuna basmanız gerekiyor. Orada, Emlak, Astroloji gibi önemli başlıkların biraz daha altında yer alıyor Kültür-Sanat sayfasının linki. Kültür-Sanat sayfasında, baleyle ilgili bir başlık, haber ya da yazı yok. Belki bu aralar yoktur, haksızlık etmeyeyim diye Sözcü’nün arama motorundaki satıra “bale” yazıp arattım. Karşıma gelen ilk on sonucun büyük bölümü futbolla ilgili oldu: Fatih Terim, Real Madrid, Kim Kardashian gibi her türlü ilgisiz şey var ama tek satır ‘bale’ yok. Gareth Bale diye bir futbolcu varmış, Sözcü sayesinde onu öğrenmiş oldum en azından. Tabii ki herkes baleye gitmek zorunda değil, kabul ama o zaman ne bu çağdaşlık numaraları, bale, opera, resim sergileri falan. Siz kimi kandırıyorsunuz? Baleymiş. Hadi oradan. On beş yıldır her gün yazıyorsunuz da niye bir tane bile “bale” yazınız yok?

İkinci yazı, da Soner Abi’den gelsin. Soner Yalçın seçimden sonra kaleme aldığı ‘Kemal Abi’ adlı yazısında Marx ve Che Guevara’dan aldığı özlü sözler eşliğinde, yeterince eylemci olamayan CHP ve Kılıçdaroğlu’nu eleştirmiş. CHP’nin başkaldırıya ve eylemci bir başkana ihtiyacı olduğundan dem vuruyor Soner Abi. Sanırsın ki kendisi devrimci militan. Sizin hiç mi utanmanız yok? Daha üç gün önce evine gelen polise, “ayakkabını çıkar” dedi diye polis kurşunuyla katledilen Dilek Doğan’ı ‘canlı bombanın arkadaşı’, ‘çok sayıda eyleme katılmış’, ‘DHKP-C militanı’, ‘terör operasyonunda yakalanan’ diye sanki polisle bir çatışma çıkmış da yanlışlıkla vurulmuş gibi yazmadınız mı gazetenizde? Sokakta elinde dergisiyle duran fotoğrafını Dilek Doğan’ı vuran bir polisin kurşununu aklamak için kullanmadınız mı kirli sayfalarınızda? Hiç mi yazdığınız gazeteyi okumuyorsunuz siz?

Neyse, isteyen istediğini okuyup başkalarına da önersin, beni bağlamaz. Ama ben Dilek Doğan’ın tırnağını değişmem sizin gazeteye. Şimdi, manşetten fotoğrafını bastığınız beyninizi alıp gidin. Tövbe tövbe…

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.

Burak Kaya hakkında
Müzisyen, yazar.

31 Comments

  1. ulan doğru diyon da a.q bide şu rasım ile ilgili yaz, karısının hezeyanları ile ilgili yaz..ülke tv deki o gözlüklü mal fetonun fazıl ın sur lar ile ilgili bir videosunu yayınladı doğuyu pensilvanyaya bağladı aynı şiiri cumhurbaşkanı da okumuş malın haberi yok onunla ilgili yaz..madem kişiler ve açıklamalr ile arasında pekiştirme gücün kuvvetli dolmabahçeyi de…yaz yaz..cumhurbaşkanı haberim yok diyor zamanın sağ kolu haberi olmamasının mümkünatı yok diyor..kim yalan konuşuyor onu da yaz..nalıncı keseri gibin hep sana hep sana yontmuşsun..a.q doğruları yazıyorum diyorsun kendi doğruların..bencil gazeticilik yazarcılık olmaz diyorsun sikini doğrultusuna gidiyorsun..komik..yiyen yerde at terledi be usta artık yemiyor..anadın..

    • Ayni yasina herseyden mi bahsedeydi olm 😀 Hiç mi makale okumadin? Bi kose yazısında ondan ona sonrada birazda bundan bahsedince yazının yapısı ve anlami bozulur. Edebiyat 101.

      Bu yaziyo topu topu 15-20 kişi okuyacak ztn, mrk etme.

    • 15 – 20 kişiden fazla okyacaktır. Ben dahil hepimiz kendi web sitelerimizde bu yazıyı, bu siteyi ve yazarı anlattık; sosyal hesaplarımızda paylaştık..

  2. Dayamış döşemiş ama “yerinde” olmuş. Yazarı tebrik ederim.

  3. Denişik olcam aman da aman.. ben var ya ben en bir farklı benim… yani bana beynini al gel dediler, beynim isyanlarda. Öyle böyle değil. Yani adam hiciv yazarıymış, yok bir tanesi yaşlı ve yakışıklı imiş, yok öbür tanesi bilmem ne imiş… hacııı… senin kültüründe bok atmadan önce geçmişe, deneyime, çalışmaya saygı var. sen ne halt ettin müzik adına yazı adına da kendine böyle etgen atarlanma hakkı buluyosun… bak sana balkanlardan çin seddine kadar herkesin anlayabildiği ortak değer sözcüğümüz ile yanıt vereyim. Haaaaasssss…. sen anadın…

  4. mükemmel bir yazı hislere tercuman olmussunuz. Tebrik ederim. İşte böyle elestiriyi kaldıramaz iste boyle kendının farkında degıldır bu gazeteyi hazırlayan da okuyan da. Küfrettiği karşı geldiği eleştirdiği herşeyden en çok da kendisinde vardır. bu ülkeyi siz mahvettiniz.

  5. Ya çok tatlı yazmışsın hatta doğru da söylüyosun. Fakat burada şöyle bir durum var ki; Sözcü zaten hiç bir zaman iyi bir gazete olamadı.Ben keza Yılmaz Özdil, Soner Yalçın, Bekir Çoşkun ve çok nadir Emin Çölaşan için internetten okuyorum. Gazetenin gerisi benim için herhangi bir şey ifade etmiyor. Bu saydığım isimlerin görüşlerine aşağı yukarı katılıyorum ve bu çizgide düşünmek beni mutlu ediyor. Gazeteciler aracıdır. Toplum ile devletin arasındaki köprüdür. Kanaat önderleridir. Bu ve bunlar gibi insanlar binlerce makale yazdıkları gibi falanca makalelerinden bir bölüm alınarak açıklanamazlar. Bunu yapmak bence kolaycılıktır. Örneğin bale izlemeyip arabesk dinleyen bir gazeteci, bale izleyenlerin hakkını savunabilir. Onların sesi olmak isteyebilir. Bu illa her çıkan baleyi kaçırmayan biri olmasını gerektirmez. Ki zaten ülkede bale mi kaldı Allah aşkına?? Uzun lafın kısası ben şahsen Yılmaz Özdil’in fikirlerini ve düşünceleri ışığında düşünmeye eğilimliyim. Bu onun her dediğinin doğru bulduğum anlamına gelmiyor. Sadece benim düşüncelerime ışık tutuyor. Faydalanıyorum akabinde görünmez teraziye koyup kendi doğrumu yanlışımı ben yaratıyorum. Yılmaz Özdil dedi diye onun her dediğinin doğru kabul edilmesini, sorsak bence kendisi de istemez. Yazının geri kalanına, özellikle sözcünün saçma sapan bir gazete olması düşüncesine kesinlikle katılıyorum. Sağlıcakla kalın..

    • Gazeteci aracıdır demeyeydin iyiydi. Gerisi Yılmaz Ozdil’in fikirleri ve düşünceleri ışığında düşünmeye eğilimliyim ile özetlenmiş.

  6. Ağzı olan konusuyor. Bi şeyi eleştirecek kişi once kendi yazım ve adap kurallarına hitap etmeli.. Tabi biliriz biz bu hdp li bizler meclise sanatsal tayfasını hepiniz ya müzisyen ya sözde sanatçı yada eşcinselsiniz(özenti olarak) saçmalayın saçmalayın bi siz eksiktiniz. Siz olmasaydınız gezi o tayyibi de yıkmıştı tayyibin kuklası chpyi de en yakın adamı mhpyi de ve en sağlam dpgu piyonu siz hdplileri de… Elbirliği ile gezinin içine ettiniz şimdi yazın yazın taşşaklaırm dinliyo mal adamlar

  7. Hahah güleyim bari baskı yokmuş Sözcü üzerinde.O saydığın yazarlar hakkında kaç tane dava açıldı ,açılıyor haberin var mi senin acaba ?

  8. Yazarlar gazete üstünde baskı yok dediğin anda okumayı bıraktım

  9. HDP’nin barajı aşması vekil sayısını düşürttü ama AKP’nin politikalarına zemin hazırladı. Bu yüzden AKP’nin değişmesini istiyorsanız başka bir sağ partinin barajı geçmesi gerekiyor. HDP’nin değil.

  10. Son derece SALAKÇA bir yazı olmuş.
    “akepe zulmü altında milletin anası ağlarken muhalefete yüklenmek” ancak anadolu çomarlarına yakışır. Bu yazıyı yazan da anadolu çomarlığı yapmış. Ona kendi üslubuyla cevap verelim:
    “Manyak mısın oğlum. Hasta mısın lan? Kafan hiç mi çalışmıyor dingil? Önce bi kendi yazdklarını oku denyo. Anladın mı dangalak kardeşim? Anladıysan hadi yürü git şmdi. Kalabalık etme ortalıkta çomar bey”

  11. Ahahah sözcü gazetesinin yamyamligini resmen çıkarmış ortaya bu yazı, valla bravo. Yazının üslubuna takılanlar var, de gidin lo

  12. Şöyle bir örnek vermek isterim. Atilla Taş şarkıcılığı döneminde hepimizce dinlenen,beğenilen,sevilen bir sanatçımıydı? Tabi ki hayır. Ama muhalif yüzünü gösterdi, iki laf sokuşturdu hurraa herkes desteklemeye başladı, Atilla Taş’ın yanındayız hesabı. Bu da aynı b*kun sarısı işte.

  13. güzel yazı çok net tespitler sadece baskı yok lafı eksik baskı olmaz olurmu var.

  14. Hadi lan dumbuk herif.sen ne yaziyosun peki?
    hasetsiniz,çapsızsınız hepsi bu

  15. Son derece sığ bir yazı olmuş ama haklı yanları var. Sözcü kültür ve sanat yayını hiç yapmıyor gerçekten de. Spor sayfası hatta selçuk dereli gibi birinin elinde. Gs şakşakçılığı çok oluyor. Ama siyasi yazarlar gayet başarılı. Cımbızla ayıklanmış iki üç sözcüğü çekip yazarları yeme atmaya çalışmış arkadaş. Hdp şakşakçılığına soyunmuş. Bunu yapmadan önce 2010 referandumunda Hdp’nin konumuna bakmasını ve oslo görüşmelerini hatırlamasını dilerim. Ayrıca Demirtaş’ın pkkya tavır almamasına bir baksın.Ya da birkez bile 29 ekimi kutlamayan bir genel başkana mı oy vermek lazım. Onca şehit olurken hiç mi içleri sızlamıyor. Bu arada şunu da söyleyeyim. Hem Dilek Doğanın cenazesine gidip göz yaşı döktüm hem de Berkin Elvanın. Gezide de ilk günden beri gezi parkında olan biriyim. Ama lütfen biraz daha objektif yazın.

    • Burak Bey kendini muzisyen/yazar olarak tanitmis, dil uzattigi yazarlarin yaninda ismi yok, zaten bu kisileri elestirmesi icin yaninda isminin olmasina gerek de yok. Fakat bence siz gerizekalisiniz.

  16. Bir de şu konu var:
    “Biz mesela…
    Tiyatroya gideceğiz.
    Eskisi gibi.
    Konsere gideceğiz.
    Her zamanki gibi.
    Bale seyredeceğiz.
    Resim sergisi gezeceğiz.
    Gazete okuyacağız.”

    Bu “biz” kimlerden oluşuyor? Birilerine çağdaşlık ve modernlik üzerinden gaz veriliyor, paye biçiliyor. “Biz” buyuz dimi arkadaşlar? Vallaa Gezi’de birkaç yüz bin insan vardı. Şu da söylendi Gezi’de: AKM’yi yıkıp cami yapacaklar. AKM çürümeye bırakıldı, beton kiriş ve kolonları un ufak oldu, yıkıldı, yıkılacak. Hiç kimse kendini aldatmasın. AKM’yi AKP falan yıkmıyor. İlgisizlik yıkıyor AKM’yi. AKM gişe yapmıyor, kimse bale, tiyatro yada konser izlemiyor. Bu göçebe ve köylü toplumda bunların alıcısı yok. Tiyatrolar heryere saçılmış, “cep sineması” gibi “cep tiyatroları”. Yok şu sahne, yok bu sahne. Hepsi de bomboş, sinek avlıyor. Demek öyle dövme yaptırmakla, at kuyruğu saç uzatmakla, küpe takmakla kentli olunamıyor. Hele ki tek parti dönemi kasabalarının Bozkurt kokartlı kep taşıyan ve Sözcü okuyan Vatan partili yiğitleriyle olacak iş değil. Bu kafa ne üretiyor bu günlerde? Hadi bir zamanlar Varlık Yayınları iyiydi, hiç olmasa dünya klasiklerini çevirmişlerdi. Tabii aynı zaman diliminde A.Nesin’leri, N.Hikmet’leri linç ederken. Geriye işte bu çöl kaldı. Ha bu arada Hazirancılara da duyurulur; bir daha Gezi falan olmaz bu memlekette, hiç boşuna umutlanmayın.

  17. Öncelikle; bu “atarlı ergen tripleri” yaklaşımı ile ortaya küfürler savurarak, tutarsızca yazılar yazarak prim peşinde koşmak yeni moda sanırım. Bir başka moda olan da önüne gelen herkese laf sokmak, küçüksemek, cımbızla laf çekmek olsa gerek. Sen hangi dünya da yaşıyorsun arkadaşım; Ne demek sözcü gazetesine baskı yok!!! Kafanı kabuğundan bir çıkarta etrafına bak bakalım. “Sözcü gazetesinin kültür ile ilgili sayfası yokmuş muş, Özdil bale ile ilgili yazı yazmamış mış vs vs vs”. Biri şu arkadaşa; Sözcü’ nün günlük siyasi gazete olduğunu, her gazetenin bir tarzı olduğunu, aynı şekilde her gazetecininde bir yazı tarzı olduğunu, o yüzden de bale hakkında yazmadığı için baleye gitmeyeceği, sevmeyeceği anlamını çıkartmanın ökzü altında buzağı aramak olduğunu anlatsın.

  18. Burada Ak Parti hakkında o kadar yanlı taraflı yazılar yazılırken kimse rahatsız değil ama paçavradan ibaret bi gazete hakkında doğru yazıldı mı herkes savunmaya geçmiş.Eleştiriye açık olmalıyız diyenler kendilerine eleştiri yapılınca ağzından salyalar akarak saldırıyorlar.Siz koyun demeye devam edin bu millete, onlar koyar merak etmeyin.

  19. Yıllar sonra okudum.yarrak gibi bir yazı olmuş

    Lütfen bi daha yazma ;_;

  20. Güzel oturtmalı yazını hazmedemeyip saldıranlar %1000 olmuştur yorumlarda ama bu kadar cuk oturan kapakların üstüne seni nasıl eleştiriler eleştirsinler o kapakları açamayacaklarına eminim.uzun lafın kısası zevkli bir yazı olmuş en kısa zamanda kıçımın arasına kaçan taytlardan giyip baleye başlayacağım 🙂

  21. Liboş, ortayolculardan sıkıldın mı? Türkiye Komünist Partisi üyesi ol.

Yorumlar kapatıldı.