CHP: Atatürk’ün Resmi Partisi

Atatürk'ün Resmi

Bildiğiniz resimden söz ediyorum yanlış anlaşılmasın.

Yaşadığım eski mahallemde Deli Hamza diye bir adam vardı. Küçük yaşta aşık olmuş ama sevdiği kız başkasıyla evlenmiş diye anlatırlardı. Yağmurda, çamurda, karda, kışta Hamza sabahtan akşama kadar “Ah Zeynep ah” diyerek gezerdi sokaklarda. Deprem olsun, sel olsun fark etmez, Hamza’nın gündemi hiç değişmezdi. Hamza için dünyadaki tek konu Zeynep’ti. Arada sırada mahallenin çocukları “Hamza Abi, sana başka kız bulalım” diye peşine takılınca çok sinirlenirdi Hamza, kovalardı çocukların hepsini.

Bu CHP de aynı bizim Deli Hamza gibi. Ülkenin başına ne gelirse gelsin, bunlar Atatürk resmi veya Atatürk heykeliyle uğraşabiliyorlar. Tepelerine bomba düşse hemen odalarına gidip kontrol ediyorlar: “Acaba resim duvardan düştü mü?” diye. Hani Kuzey Avrupa ülkesi falan olursun da uğraşacak konu bulamayıp böyle kafana göre takılırsın, anlarım. Burada günde ortalama elli kişi ölüyor. Yani batıya gitsen gencecik göçmenlerin cesetleriyle dolu teknelere, doğuya gitsen kirli bir savaşa denk geliyorsun. Komşu ülke zaten ayvayı yemiş, Rusya’sı, ABD’si, teröristi, mücahidi, alpereni gelmiş sınırlarının dibine. Suriye’den atılan havan topunun mermisi ülkendeki okullarının bahçesine düşüyor, ülkenin durumu daha açık nasıl anlatılabilir.

Peki bu ahval ve şerait içinde CHP ne yapıyor dersiniz: Ülkenin ana muhalefeti, Parti Meclisini toplayıp dağıtıyor, kararlar alıp, açıklamalar yapıyor. Falanca milletvekili yaptığı konuşmadan dolayı Disiplin Kuruluna sevk ediliyor. Bu arada Genel Başkan da sürekli televizyonlara çıkıp hepimizin merak ettiği, o önemli gerçeği açıklıyor: “Atatürk resminin duvardan inmediğini tespit ettik”. Oh be, yüreğime su serpildi, yeminle.

Bu CHP kadar insanın tansiyonunu yükseltebilen başka parti var mı bilmiyorum. Ülke kan gölüne dönmüş, insanlar onar onar ceset torbalarına konuyor, bunlar işi gücü bırakmış sabahtan akşama kadar Atatürk resmiyle uğraşıyorlar. Yani ne diyeceğini hakikaten bilemiyor insan. Bak laiklik diyorsunuz, isteyen istediğine inanır diyorsunuz, isteyen farklı düşünür diye ortalarda konuşuyorsunuz. Belki adam Atatürk resmini indirip kızının resmini asacak, belki babaannesinin resmini asacak size ne? İsteyen istediği resmi assın, bırakın bunlarla uğraşmayı. Marks’ın resmini asacak olan da, Deniz Gezmiş’in resmini asmak isteyen de buyursun assın. Duvarını boş tutmak isteyen varsa o da duvarına bir şey asmasın. İstemeyen adamın duvarına zorla resim astırılır mı? Duvarda astığı resme göre bir adamla ilgili karar verilir mi? Yani ben bu adamların içine sızmak isteyen art niyetli bir kişi olsam ilk yapacağım iş duvarımı boydan boya Atatürk resmiyle kaplatmak olur.

Bir de açıklama yapıyorlar “Atatürk resmini duvarından indiren kişiye partimizde yer yok, buna tolerans gösteremeyiz” diye. Her halta tolerans gösteriyorsunuz da buna niye göstermiyorsunuz? Ben hayatımda sizin kadar toleranslı adamları bir arada görmedim. Belediye başkanınız arkadaşlarıyla bir inşaat firması kurup belediyenin arsalarını kendi firmasına peşkeş çekip üstüne rezidans yapıyor. Bahçesini lokantacıya kiralayıp, daireleri de beleş fiyatına Genel Başkanın kızına satıyor. Mesela sen buna tolerans gösteriyorsun. Kırk katlı gökdelen yapıp Bağdat Caddesinin ırzına geçen inşaat firmasını denetlemekle görevli aynı belediyeci, bu gökdelenden iki ayrı rezidans alıp, kendi başkanlığı yetmiyormuş gibi karısını da partiden milletvekili yapıyor. Sen buna da tolerans gösteriyorsun. Arkadaş siz bir tek Atatürk resmine mi tolerans gösteremiyorsunuz? Savaş olan bir ülkede günlerce duvardaki resim mi tartışılır? Assa ne olur asmasa ne olur, yamuk assa ne olur, düz assa ne olur?

Yemin ederim, sizi, yanınıza Atatürk resmi koymadan ıssız bir adaya bırakıp izlemek istiyorum, Atatürk resmi olmayınca hemen ölüyor musunuz, yoksa kısa bir süre daha yaşayabiliyor musunuz diye.