
Başkanlık sistemi getirildiği zaman ekonominin nasıl, tezgahtan yeni çıkmış bir lokomotif gibi tıkır, tıkır işleyeceğini görmeyen gözleri, kavrayamayan beyinleri adam yerine koymak bile gerekmez. Piyasada işlerin nasıl kabak çiçeği gibi açılacağını, vatandaşın çılgınlar gibi (olmayan paraları) harcayarak, refahını ve mutluluğunu artıracağını idrakten uzak olanları çok kınıyorum. Başkanlık yönetiminin mutlaka geleceği umuduyla, ihracatımızın şaha kalkmayı sabırsızlıkla beklemekte olduğunu bilmeyen mi var? Milyonlarca yoksulumuzun işe, aşa, insan gibi yaşama koşullarına kavuşmasının başkanlık sistemine bağlı olduğunu artık herkes adı gibi bilmiyor.
Başkanlık sistemi, ülkemizin eğitim sistemindeki sorunlarının da tek ilacı. Yönetim sistemimiz başkanlık olmadığından çocuklarımız, gençlerimiz yaratıcı, sorgulayıcı, çağdaş bireyler olarak yetişmiyor. Öğretmenlerimiz, özlemini çektikleri bu sisteme kavuşamadıkları için moral bozukluğundan dolayı verimli olamıyorlar. Öte yandan yeterli dini eğitim alamadıklarından dürüst, ahlaklı, çalışkan, ülkesine, milletine faydalı, görevine bağlı, herkesin haklarına saygılı bir toplum yaratamıyoruz. RTE iktidarının bütün çabalarına rağmen Üniversitelerimizden hala yönetimle uyumlu olmayan, çatlak sesler duyulabiliyor. Sivil toplum örgütlerinden de benzer hezeyanlara tanık oluyoruz. Başkanlık sisteminde bunlara asla yer verilmeyeceği için ülke uyum içinde, istikrar içinde süratle kalkınacaktır.
İftiracı, haysiyetsiz muhalefetin sayın cumhurbaşbakanımıza yükleme gayreti ve gafleti içinde olduğu ayrımcılık ve kutuplaştırma siyaseti de, yönetim sisteminin zafiyetinden kaynaklanmaktadır. Başkanlık sisteminde çok başlılık olmaz, olamaz. Tek bir baş vardır o da başkan. Öyle olunca da ayrılmakmış, kutuplaşmakmış kimsenin haddi değildir. İlla da olacaksa o da ancak başkanın izni ya da emriyle olur.
Başkanlık sisteminde herkesin hakkını, hukukunu başkan gözetir. Başkan bu görevi kendisine bağlı, kendi hukuk ve adalet anlayışıyla uyumlu mahkemeleri aracılığı ile yerine getirir. Başka yerlerde, başka zeminlerde hak, hukuk aramak anlamsızdır. Üniversitelerimiz, başkanlık sisteminin öngördüğü ölçütlere uygun, bağımsız hukukçular yetiştirmeye programlanmış olacağından birbirinden farklı kararlar veren mahkemelerin yarattığı karmaşa ortadan kalkacak, mahkeme koridorlarına taşan dava dosyaları süratle eriyecek, adalet dağıtma işi alabildiğine hızlanacak, bu alandaki vatandaş mağduriyeti önlenecektir.
Yeni sistemde kadınlarımızın erkeklerin isteklerine karşı gelmeleri söz konusu olmayacağından kadına şiddet diye bir sorun da olmayacaktır. Bunu da başkanlık sistemimize hakim olan; “Kadının yeri evidir. En az üç çocuk doğurup, onları ülkesine, dinine, kinine, başkanlık sistemine bağlı bireyler olarak yetiştirmekle yükümlüdür. Başka şeylerle ilgilenmesi gerekmez.” anlayışı ve görüşü sağlayacaktır.
Başkanlık sisteminin ülkemize getireceği en büyük kazanım demokrasimiz açısından gerçekleşecektir. Halihazırda ileri demokrasiyle yetinmek zorunda bulunan ülkemiz insanları RTE’nin başkanlığında getirilecek yeni sistemle ilerinin de ötesinde, en uçta bulunan bir demokrasiye kavuşacaktır. İnsanlarımız RTE’nin kendilerine sunduğu hakları sonuna kadar serbestçe ve rahatça kullanacaklardır.
Oooh be! Artık Somalar, tomalar olmayacak. Şehit cenazeleri gelmeyecek. Kimsenin ettiği yanına kalmayacak, kimse etmediğini bulmayacak. Düşmanlarımız bize gülmeyecek. Ülkede kötülük asla kök salmayacak. Yandaş filan olmayacak. Etkili ve yetkililerimiz artık çalmayacak. Kimse onların ne yaptığını, ne düşündüğünü bilmeyecek. Böylece üzülüp, derin düşüncelere dalmayacak. Haksızlıkları görüp saçını başını yolmayacak. Ooohh be!
Şimdi söyleyin lütfen ; Oooh be! Demek hakkım değil mi? Haydi hep birlikte: Ya Allaaah, Bismillah.
Yorumlar
İlk yorum yapan olun