
Şimdi bir kere bu liseli ergen tayfası henüz kirlenmemiş durumda. Satılmış medyanın dandik haber programlarını seyretmemiş, iğrenç gazetelerini okumamış, iş hayatının kirli tezgâhlarından geçmemişler. Okullardaki gerici öğretmenlerinin peşine takılmayacak zekâya sahip olduklarından kafaları berrak, Türkiye’nin en iyi eğitim almış insanları. Ülkenin geneli düşünülünce kahvaltı sofrasında bal kaymak ya da ikindi vaktindeki kabak tatlısı gibiler. Oğlum ülkenin tek hazinesi bunlar lan. Yok üç tarafı denizmiş, ormanmış yeşilmiş hikaye hepsi. Bir bunlar var ülkeye değer katan, başka bir halt yok. Para için onurunu satmaya hazır milyonların yanında uzaydan gelmiş yaratıklar gibiler. Bugün ülke yönetimini ver bu ergenlere, iki yılda AB’ye girer, istersek iki yıl sonra da çıkarız. İşadamından, doktoruna, hâkiminden, mühendisine, polisinden askerine kadar kirlenmiş, boğazına kadar boka batmış bir ülkede istiridyenin içinde yaşamış gibi lan bu ergenler.
Bilmeyenler için anlatayım: Bu liseli ergenler, müdürleri konuşurken hep birlikte arkalarını döndüler. Oğlum o nasıl bir müdürse artık, öğrencilerin kıçını seyrederek konuşmaya devam etti lan. Düşün ki piyano resitali veriyorsun, sen çalmaya başlayınca bütün dinleyiciler bir anda tıkaçla kulağını tıkıyor ama sen gene de çalmayı sürdürüyorsun. Öyle bir müdür. Protestonun sadeliğine, güzelliğine, asilliğine bakar mısınız? Bir kelime laf etmeye bile gerek duymadan ‘sen kıçıma anlat’ diyorlar müdür efendiye, o da anlatıyor. Mesela sen bugüne kadar patronuna, öğretmenine ya da işyerindeki yöneticine hiç kıçını dönebildin mi, o konuşurken?
Benim bir arkadaş “Gençler namusumuz, onlara dokunmayı aklınızdan geçirmeyin!” yazmış sosyal medya hesabına. Ben bile korktum yeminle. Lan oğlum senin namusum dediğin ilk şey değil ki bu. Suriyeli çocuklar seks kölesi olarak iki liraya pazarda satılıyor lan, Milli Eğitimin bilgisi dâhilinde Ensar Vakfının yurtlarında çocuklara sistematik olarak tecavüz ediliyor. Senin namusum dediğin her şey pavyondaki canlı borsada satışa çıkmış lan. Oğlum sen neyini koruyabildin de bugüne kadar, gençleri korumaktan söz ediyorsun? “Sakata geliriz” diye, Gezi Parkının beş kilometre yakınında buluşmaya bile korkan sen değil miydin lan, nedir bu gençliğin hamisi numaraları. Bir de onları düşünerek, özgürlüklerinden vazgeçmelerini isteyenler var. Ergenler “Hayallerimizi unutup, karanlıkta yaşamak istemiyoruz” diyorlar. Bunlar da bir yandan onları koruyor gibi yapıp, diğer yandan köleliği bir alternatifmiş gibi sunuyorlar. Yaşamak deyince, nefes almak, yemek, içmek ve sıçmak size yetiyor olabilir ama bunlar için yaşamak başka bir şey lan demek ki. Bu senin köle ruhunla katiyen içinden çıkamayacağın bir problem. Ergenler tamam, beni de dinlemeyin ama bunları hiç dinlemeyin oğlum. Bu akıl vericiler nasıl bir yenilmişlik ruhuna sahiplerse artık, hep fren, hep geri çekilme, hep teslimiyet üretiyor lan beyinleri. Hani korku filmi izleyip tuvalete gitmeye bile korkan tipler vardır, sonunda altına sıçarlar. İşte bunların ki de o hesap.
Koruyucuların yanında bir de gaz vericiler var. Bu kesim de bir isyan gördü mü on kilometre arkadan çaktırmadan desteklemeye başlıyor ama söylemleri de kafasına göre değiştiriyor bir yandan. Biri TGB bayrağıyla, biri milliyetçi pankartıyla, diğeri Liseli Kürtler diye çıkıyor ortaya. Sorsan, Atatürkçü, sosyalist ya da sosyal demokrat derler kendilerine ama asıl ortak noktaları milliyetçiliktir, kindir, nefrettir bunların. Birisi Berkin Elvan’ın katilleriyle iş tutar, diğeri lise öğrencisi Destina Peri’yi otobüs durağında katledenlere sitem etmekten bile korkar bunların. Sizin müdürlerin kafaya çok benzer bunların kafa, sakın ola sokmayın bu milliyetçileri aranıza.
TC’ler siz de tek sıra halinde, geçin bakayım gençlerin arkasına. Aranızda konuşmadan, akıl fikir vermeden, onlar nereye giderse uygun adım gidin peşlerinden.
Ergenler, biliyorum size yol göstermek bana düşmez. Ne diyeyim ki zaten ben size. Şu ülkedeki tek güzellik, tek bahçe, tek deniz sizsiniz. Yüzünüze bakınca Nazım’ın ağaçları gibi hür, arkanızı dönünce dağlardan denizlere uzanan bir orman gibisiniz.
İşiniz bana göre zor ama bilmiyorum, belki de sizin için çok kolay.
Hepinizi sivilcelerinizden öperim.
Bir gün patlarsa o sivilceler, önünde ne han durabilir ne saray.
Yorumlar
İlk yorum yapan olun