
Bütün hesaplar yapılmış, parça hazırlanmış, yaz döneminde parayı kıracaklar ama ülke bir anda savaş alanına dönünce işler şaşıyor. Projeyi erteleseler yaz bitecek, insanlar ölürken ‘Cuppa’ diye ortaya çıksalar ayıp olacak. Hemen formül bulunuyor: Demokrasi şehitleri için söylüyoruz: Cuppa da cuppa. Konserinizi iptal etmenize de gerek yok, ‘Biz gelirini şehit ailelerine bağışlıyoruz’ dediniz mi her şey tamam. Bak dandik parçanıza, saçma sapan sözlerinize hiçbirine sözüm yok ama masum insanları şu kirli ticaretinize bulaştırmayın lan. Bu durumlara düşmeyin oğlum, bu kadar alçalmayın. Bırakın bu yaz da boş geçsin, insanlar canından olmuşken siz de cukkanızdan olun bir seferlik. Ama yok, olmaz, para var bu işin ucunda, bir kere kaybettin mi bir daha sittin sene gelmez bu paralar. Zaten bu şarkı şehitler için söylendiğinden problem da çıkmaz. Konserin gelirini bağışladık mı ne yapsak olur, kimse ağzını açıp da eleştiremez bizi. Parasını verdik lan, daha ötesi var mı? Tam tersine övgü almamız lazım, şehitler için yapıyoruz bunca şeyi. Sezen Aksu ile Tarkan’ın müthiş ticaret zekâsı işte bu. Krizi fırsata çevirmek diye ben buna derim.
Böyle bir dönemde şarkı söylenmez mi, konsere gidilmez mi? Elbette gidilir. Sanat yaşamın içindedir, ölümde de vardır, savaşta da. Bir terör eylemine verilecek en güzel yanıt, o akşam bir konsere, resim sergisine veya sinemaya gitmektir. Bunlar sanatsal etkinliklerdir ama ‘Cuppa’ konserini bu kategoride ele alamazsınız. Kimse bu zırvalara sanat falan diyemez, bunlar eğlence dünyasına yönelik olarak hazırlanmış, ucuz, kof, ticari ürünlerdir. Göbek atılsın diye yapılmış şarkılarla cenaze evinin adını bir cümlede kullanmak bile ayıptır. Komşun ölüm acısı yaşarken, eğlence amaçlı ticari projelere gidip göbek atmak aşağılık bir davranıştır. Ülke bu durumdayken, bu şarkıyı böylesine yırtıcı bir üslupla pazarlamaya çalışmak en azından saygısızlıktır.
Hadi saygısından da geçtim, istediğiniz şarkıyı da söyleyin ama ne olur şehitler için söylüyoruz demeyin lan. Bizi salak yerine koymayın oğlum. Bütün medya da bunların yalakası. Bir kişi de sormuyor ki “Geçen yıl şehitler var diye konserini iptal ettiydin, bu yıl neredeyse beş kat fazla şehit var ama sen ‘Cuppa da cuppa, sabaha kadar dans’ diye şarkılar söylüyorsun, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” diye. Daha bundan altı ay önceki gazetelerde “Tarkan şehitlere olan saygısından dolayı Türk Müziği albümünün çıkış tarihini erteledi” diye yazıyor. Ticari açıdan işine geliyorsa ertelenebiliyor demek ki albümler. Yani sen 29 kişinin öldüğü Ankara saldırısı sonrasında Türk müziği albümünü erteliyorsun ama on katından daha fazla kişinin öldüğü çok daha büyük bir olay için hem de ‘Cuppa’ gibi her tarafından ucuzluk akan bir şarkıyı son gaz pazarlamaya devam ediyorsun.
Yanlış anlaşılmamak için yineliyorum, şehitler için dans gösterisi de, tiyatro da, konser de olur. İçinde samimiyet olan her türlü sanat etkinliği bu tür bir anma için uygun olur, özellikle amatör, kolektif etkinlikler. Ama her yanından ucuzluk akan “Cuppa da cuppa, sabaha kadar dans” parçasını şehitler için söylüyorum derseniz buna kimse inanmaz. İstediğin yerde istediğin zaman göbek atabilirsin ama ben parasını şehitlere bağışlıyorum diyerek Rumeli Hisarında göbek atamazsın. Eğlence programlarını bu tür acı bir olayın anmasıyla birlikte anmak büyük bir saygısız değil mi? Şehitleri reklam için kullanmak, böyle bir zamanda böyle bir şarkıyla turneler düzenleyip, gelecek eleştirileri de ince bir manevrayla karşılamayı planlamak ayıp değil mi?
Bunu bir yardım havasında pazarlamaya çalışanlara şunu söylemek istiyorum, bir eylemin yardım mı, reklam mı olduğunu anlamak için çok geçerli bir yöntem var. Eğer bir yardım gazete, TV yoluyla kamuoyuna duyuruluyorsa bunun adı reklamdır, eğer bundan sizin haberiniz olmuyorsa buna yardım denebilir. Bu nedenle hiçbir gerçek yardım aslında bilinemez. Şimdi reklam tarafına gelelim. Eğer bir reklam veriyorsanız etik olarak burada, yaptığınız işi ön plana çıkarmanız beklenir, insanların dini duygularını ya da yakınları ölen insanları anmak gibi konuları reklamlarda kullanmak, reklamcılık açısından da uygun bir davranış değildir. Eğer şehitler için bir yardım yapılıyorsa bu gizli olmalıydı. Etkinliğiniz ne kadar büyük olursa olsun, bir kere gazetelere servis edildi mi, artık bunun adına ‘reklam’ denir, ‘yardım’ değil.
Son olarak şunu da eklemek zorundayım: Ülkesi kan ağlarken cuppalayan şarkılar yazıp söylemek suretiyle paraları cukkalayan insanlara sanatçı denmez, hatta bana sorarsanız ticaret insanı bile denmez. Çünkü ticaretin bile bir ahlakı, bir kuralı vardır. Benim şehit yakınlarından ricam, bunlardan gelecek konser parasını kabul etsinler ama zerre minnet duymasınlar, teşekkür bile etmesinler, ikinci bir reklam şansı vermesinler bu insanlara.
Mega şarkı yazarı ve Megastara da hayırlı kazançlar dilemek isterdim ama içimden gelen sözcükler ne yazık ki bunlar değil. Ticaretiniz de, paranız da, ahlakınız da, müziğiniz de batsın.
Yemin ederim bu cuppaya bende takılmıştım.. Çok cesurca ve müthiş laf sokan yazılarınız var, yüreğinize sağlık. Umarım yalancılar köyünden kovulmazsınız ?