Suriyeli Kalifiye Elemanlar

Asrın liderimiz Suriyeli mültecileri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapmak için çalışmalara başlanılması emrini, emrindeki hükümete vermiş bulunuyor. Ancak üç milyon Suriyelinin hepsini aynı anda vatandaş yapmanın doğru olmayacağını, bazı sıkıntıları olacağını ifade ederek, önce kalifiye olanlarını belirleyip onlarla başlamak gerektiğini, çalışmaların bu istikamette başlatılacağını söylemiş. Bu yetişmiş, konularında uzman Suriyelileri biz vatandaş yapmazsak Avrupalıların bunları elimizden kapacaklarını da bilgi notu olarak eklemiş. Sayın hükümetimiz de Cumhurbaşbakanımızın bu talimatını emir telakki ederek kolları sıvamış görünüyor.

Aldığım duyumlar, mülteci Suriyelilerin pek çok konuda uzman oldukları yönünde. Sahip oldukları uzmanlık alanları o kadar çok ki bunlar iyi araştırılırsa yetişkinler bir yana çocukları bile vatandaşlığa almamız gerekecek. Çünkü onlar daha şimdiden hırsızlıkta, kapkaçta, dilencilikte uzmanlaşmış durumdalar. Yetişkinlerin uzmanlık alanları ise saymakla bitmez. Ben yine de birkaçını sayın yetkililerimize hatırlatmak isterim. Fuhuş organizasyonu uzmanlığı, kadın ticareti uzmanlığı, gasp, hırsızlık, dolandırıcılık uzmanlığı, din âlimleri (hükümetimiz önceliği din bilginlerine vermeyi düşünüyormuş.), ucuz ve kaçak iş gücü sağlama uzmanlığı, Terörist eğitimi ve yetiştirilmesi işleri uzmanlığı, Suriye’ye terörist devşirme ve transferi uzmanlığı, silah ve mühimmat kaçakçılığı uzmanlığı ve hepsinden önemlisi, bomba imal etme ve patlatma uzmanlığı. Gerçi geçen haftalarda bomba yapımcısı iki uzmanın yaptıkları bomba ellerlinde patladı ve öldüler ama sanırım onlar daha tam uzmanlaşmış değillerdi. Çıraklık devresinde böyle şeyler olabiliyor. Bu mültecilerin daha başka uzmanlık alanları da var tabii. Hepsini saymak gereksiz zaten. Yetkililer ülkemizin gereksinimi olan başka uzmanlık alanları da belirleyeceklerdir.

Sayın asrın liderimiz vatandaşlık verilmede, uzmanlıklara bir öncelik sıralaması uygulanmasının yerinde olacağını, ilk sıralara da din âlimlerinin konulmasını buyurmuşlar. Bu durum bana biraz çelişkili gibi geldi. İktidara geldiklerinden beri dini eğitime ağırlık verdiler. Klasik liseleri kapatarak İmam hatip okullarına dönüştürdüler. İmam hatipli sayısını dörde, beşe katladılar, ilahiyat fakültelerinin sayısını arttırmak için her ile bir ve daha fazla üniversite açtılar. Şimdi Paralel ve FETÖ dedikleri dinci yapıyla birlikte devletin bütün kurumlarını ve ülkeyi din âlimleriyle doldurdular. Yani ortalıkta din âliminden bol uzman yok bence. Elini sallasan din âlimine dokunuyor. Neredeyse devletin bütün kurumlarını din âlimleri yönetiyor. Diyanet deseniz ülkemizin en büyük resmi kuruluşu haline dönüştü. Buna karşın Suriyeli mültecileri vatandaş yaparken önceliğin din âlimlerine verilmesi bana pek de anlamlı görünmedi. Doğal olarak ülkenin uzman gereksinimini sayın yetkililerimiz bizden çok daha iyi biliyordur. Hikmetlerinden sual edilemez.

Şimdi bir düşünün, iki milyonun üzerinde böyle uzman kadrolara sahip bir ülke kanatlanıp, dünya ufuklarında uçuşa geçmez mi? Sayın asrın liderimiz büyük öngörüsüyle bunu herkesten önce fark etti. Gereğinin yapılması emrini verdi. Çok yakın bir zamanda, bu konu ile ilgili yasal düzenlemeler şimşek hızıyla hazırlanıp AKP oylarıyla meclisten geçirilecek. Biz Türkiye Cumhuriyetinin eski vatandaşları olarak bu yeni uzman vatandaşlarımızın üstün çabaları sayesinde refah içinde, mutlu bir toplum olacağımız günleri iple çekiyoruz. Haydi, ya Allah Bismillah!

Not: Bu yazı 15 Temmuz darbe girişimi arifesinde yazılmıştı. Araya darbe ve benim tatilim girince Kaparoz’a göndermem mümkün olmadı. Gecikmeden dolayı üzüntülerimi bildirir, özür dilerim.

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.

İsmail İlhan hakkında
1940 yılında Yozgat’ın Köçek Kömü Köyünde beş çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak doğdum. İlkokulu üçüncü sınıfa kadar kendi köyümüzde eğitmenle okudum. İlkokulun kalanı ile orta öğrenimimi Yozgat’ta tamamladım. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümünü bitirdim. 1976 da Dr., 1982 de Doç., 1987'de Prof. oldum. 6 adet mesleki ve bilimsel kitap ile çok sayıda bilimsel makale yayımladım. 2007 yılında emekliye ayrıldıktan sonra Bursa Belediyesi Türk Sanat Müziği Konservatuvar’ını bitirdim. Keman çalıyor, beste yapıyor ve öykü yazıyorum. Yazarımız İsmail İlhan 7 Nisan 2020 günü yaşama veda etti.

Yorumlar

1 Comment

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.




Loading Facebook Comments ...