Kılıçdaroğlu Gibi Konuşma Rehberi

Politikaya atılmayı düşünen sosyal demokrat gençlerimiz için hazırladığım pratik bir kılavuz. Buradaki en önemli nokta halkın duymak istediğinden ziyade iktidarın duymak istediğinden yola çıkarak, iktidarın istediği yerin tam karşısı değil de hafifçe çaprazına doğru konumlanmaktır. İşte ülkenin en önemli konularında takınılacak mülayim üsluplar, yumuşak yaklaşımlar ve muhalefet yapıyormuş gibilerden iktidara köstek olmama yöntemleri:

Halkın duymak istediği: İktidarın antidemokratik uygulamalarına karşıyız.
Kılıçdaroğlu: Böyle bir yönetim anlayışını desteklememiz mümkün değildir.

Halkın duymak istediği: Gazeteciler ve yazarlar serbest bırakılana kadar TBMM’yi boykot ediyoruz.
Kılıçdaroğlu: Gazetecilerin ve yazarların tutuklanmasını doğru bulmuyoruz.

Halkın duymak istediği: Ormanları kesip, şehirleri rant alanına çevirdiği için karayolu ulaşımına ve karayolu köprülerine karşıyız.
Kılıçdaroğlu: Yavuz Selim Köprüsünün adı Pir Sultan Abdal olsun, eğer olmuyorsa ormanları katledecek ilk yeni köprüye Pir Sultan adı verilsin.

Halkın duymak istediği: Devletin en üst kademesi de dahil olmak üzere AKP içindeki tüm FETÖ’cüler yargılansın.
Kılıçdaroğlu: AKP’deki FETÖ’cülerin araştırılması konusunda gereğinin yapılıp yapılmadığına ilişkin şüphelerimiz yok değil.

Halkın duymak istediği: Üç gün içinde akan kanı durduramazsanız tüm milletvekillerimizle meclis kürsüsünü işgal ederiz.
Kıllıçdaroğlu: Anıtkabir’deki halı saha üç gün içinde kalkmazsa gerekeni yapmak hususunda üstümüze ne düşüyorsa yapacağımızı sanıyorum.

Halkın duymak istediği: KHK’lere karşı tüm örgütümüzle birlikte direnişe geçiyoruz.
Kılıçdaroğlu: KHK’lerin Anayasa’ya aykırı olduğunu düşündüğümüz bölümlerini Anayasa Mahkemesine götürüyoruz.

Halkın duymak istediği: Lozan Antlaşmasının karşısında olanlar emperyalist devletler ve onların işbirlikçileridir.
Kılıçdaroğlu: Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’nın, devletin kuruluşunda büyük katkısı olan bir antlaşmayı zafer olarak görmemesi kabul edilemez.

Halkın duymak istediği: Bugünden sonra fabrikalarda, meydanlarda, mülteci çadırlarında, okullarda, cadde ve sokaklarda halkımızın arasına katılacağız.
Kılıçdaroğlu: Bugün ‘Günümüz İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları’ sempozyumuna katılarak görüşlerimizi açıklama fırsatı bulacağımızı tahmin ettiğimi zannediyorum.

Burada en önemli nokta, cümleyi başkalarının düşünceleri üzerine kurup, sözünüzün sonunu kabul edilemez, mümkün değildir, desteklemiyoruz gibi bir yüklemle bitirmektir. Kendi görüşlerinizi ifade ederken ise tahmin ediyorum, zannediyorum gibi belirsiz ifadeler seçilmeli, dinleyenlerde kararlı bir izlenim oluşmasına kesinlikle izin verilmemelidir. Konuşmanızın sonunda dinlemeye gelen kişilerde “buradan bir cacık olmaz”, “biraz daha bekleyelim”, “yapacak bir şey yokmuş” gibi bir hava uyanmalı, dinleyenlerde en ufak bir harekete geçme isteği veya isyankârlık oluşmamalıdır.

Bunu bir yaşam tarzı olarak düşünürsek, Kılıçdaroğlu gibi olmak isteyen kişi bir söz söylerken veya bir hamle yaparken sürekli olarak “Acaba böyle yaparsam, AKP seçmeninin gözüne hoş görünür müyüm?”, “Şöyle bir söz söylesem Star gazetesi bana ne der?” diye düşünmeli. Bir gözü sürekli cumhurbaşkanında olmalı ve cumhurbaşkanıyla telefonda konuşurken söze “Çok sağ olun efendim, çok naziksiniz” diye eğile büküle başlamalı.

Sözleri bağımsızlıktan değil teslimiyetten yana olmalı, sadece sözde de kalmamalı bunu sapına kadar hissetmeli; kanında, canında ve tüm benliğinde, halkın görmek istediği Çanakkale, Samsun, Amasya ruhu değil Kılıçdaroğlu’nun kişiliğiyle özdeşleşen Yenikapı ve Kazlıçeşme ruhu hâkim olmalıdır.