Muhalefet Aynı Özcan Gibi

Seçim tartışmaları biraz dinsin de kafa dinleyelim diyordum ancak muhalefet ne yazık ki kafa ütülemeye devam ediyor. ‘Yenilen pehlivan güreşe doymaz’ misali muhalifler yeniden seçim istiyor. Yani her hafta seçim olsa, her hafta yenilseler, gene de engellenemez bir seçim isteği var bunlarda. Küçükken bizim mahallede Özcan diye bir çocuk vardı, her gün bakkalın çırağına sataşıp dayak yerdi. Öyle oldu ki artık çırak bunu dövmekten usandı, bir gün ‘Gel sen vur, ben bir şey yapmayacağım’ dedi. Yani bir kere de o dövsün, kurtulurum belki diye düşündü. Özcan bunu duyunca bozuldu, ağlayarak kaçtı evine. Meğer herif bir gün belki ben de döverim diye değil, dayak yemek için sataşıyormuş, bildiğin dayak yemekten zevk alıyormuş. Muhalefet de aynı Özcan gibi.

Muhalefet tarafında biraz durulalım, kabullenelim, nerede yanlış yaptık, bir bakalım demek yok. Varsa yoksa yeni bir tokat yiyelim. Bakın iktidar partisi güzel bir çalışma yürütmüş, az farkla da olsa seçimi kazanmış. Artık bileğinin hakkıyla mı dersin, küreğinin hakkıyla mı fark etmez. Yani muhalefet olarak sen kıçını serip otururken bu adamlar arı gibi çalışmış. Şimdi kalkmış tembelliğine bahane bulmak için bir daha yarışalım diyorsun. Bu adamlar senin gibi işsiz güçsüz değil ki.

Biraz bakın da örnek alın, Şanlıurfa’da 31 Mart tarihinde ölen E.E. bile oyunu kullanmış. Bak sen daha seçmenlerini pikniğe gitmekten vaz geçiremezken, bunlar ölmesine rağmen adamı mezarından kaldırıp, vatandaşlık görevini yerine getirmesini sağlamışlar. Sen İzmir’de fink atarken, merhum E.E. oyunu verip imzasını da atmış.

Seçim yenilensinmiş. Emriniz olur. Peki ne diyeceğiz biz E.E.’ye? ‘Sen ölü halinle kalktın oyunu verdin ama biz oyları yanlış saydık, sana zahmet önümüzdeki ay bir daha oyunu kullanabilir misin?’ mi diyeceğiz. Diriye yok, bari ölüye saygınız olsun, vicdansızlar. Siz değil miydiniz ‘Pazara kadar değil mezara kadar’ diyen. Aha bak adam pazarı da, mezarı da sollayıp geçmiş. Bir kendine bak, bir de adamlardaki demokrasi bilincine. Biraz saygı duyun arkadaş. Herkes oy kullansın demek kolay ama bir insanı mezardan kalkıp oyunu kullanmaya ikna etmek sandığınız kadar kolay değil efendiler.

Din hocaları demiyor muydu size, Allah yolunda ‘Evet’ oyu verin diye. Yok dini siyasete alet etmekten girip ta nerelerden çıktınız, etmedik laf, bulmadık kusur bırakmadınız. Çirkefleştikçe daha da çirkefleştiniz. Aha her şey ortada. Adam 31 Mart günü hakkın rahmetine kavuşmuş, gitmiş ahireti görmüş, cennet cehennem hepsini dolaşmış, on beş gün sonra da gelip sandıkta Evet oyunu kullanmış. Hani yalandı lan, hani uydurmaydı?

Rahmetli E.E.’nin Evet oyu kullandığını da şuradan anlayabiliyoruz: E.E.’nin sandığındaki tüm oylar Evet çıkmış. Bir tane bile Hayır yok. Eskiden tulum çıkarmış denirdi böyle olunca, şimdi çamur atılıyor. Niye hepsi Evet’miş? Muhalefetin sorduğu soruya bakın, sen çocuğunun karnesini alıp öğretmenine şikâyet ediyor musun ‘Neden hepsi pekiyi?’ diye. Yoh, işine geldi mi, hiçbir şey sormuyorsun. Hepsi Evet, çünkü böyle takdir etmiş sevgili Urfalı kardeşlerimiz. Ey muhalefet! Böyle bir tabloyu sen bir tek sandıkta yaratabildin mi? Nerdeee, sen bunu yapamadığın gibi bir de ölüsünden dirisine sandığa eksiksiz gitmiş Urfa Eyyübiye’li vatandaşlara çamur atıyorsun. Hiçbir şeyden utanmıyorsanız, böyle bir birlikteliği sağlayan Eyyübiye’li kardeşlerinizden utanın bari.

Hadi hepsi kabul. Bu seçim sadece şu söyleyeceğim nedenden ötürü iptal edilemez, seçmen sayısından fazla oy kullanılan beldeler var. Demokrasiye inanca bakar mısın? Sen yazlıktan geri dönmeye ananla babanı ikna edemezken, adamlar üç kişilik aileden beş kişilik oy çıkartıyor. Sonra da seçim iptal olsun. Herkes mecbur mu senin keyfine göre iki haftada bir sandığın önünde durmaya? Bu kadar emeğe yazık değil mi? Bak Fransa bile abuk sabuk afişlerle vatandaşını oy vermeye çağırdı. Avrupa’da seçmenlerin üçte ikisi sandığa gidince demokrasinin zaferi diye kutlama yapıyorlar. Senin her dört vatandaşından beşi oy kullanmak için sandık başına gitmiş, böyle bir tabloyu iptal etmeye, bu başarıyı lekelemeye gerek var mı?

Polisiyle jandarmasıyla, hakimiyle, savcısıyla bir millet tek yürek olmuş sandıkta ama pusulalar mühürsüz diye bizim muhalefet sonucu beğenmiyor. Yahu salak mısınız, nesiniz, anlamak mümkün değil. Pusuladaki Evet ya da Hayıra bakacaksınız mühre değil. Mühür olsa ne olur olmasa ne olur? Plakası kirlenince arabanız gitmiyor mu sizin? Markası yok diye donunuz kıçınızdan mı düşüyor? Oldu olacak başbakan da imzalasın senin uyduruk pusulanı. Vereceğin oy zaten Hayır, bir de orasına mühür, burasına kenar süsü, arkasına gölge mi yapsın bu devlet? Bu ülkenin memurları gidip zarf mühürleyeceğine iki metre fazla yol yapsa daha iyi değil mi?

Artık kabul edin, çok nefis bir seçim oldu. Rüya gibi bir yazdı. Atlar jet hızıyla Üsküdar’ı geçti. Artık eşeğinle birlikte Bor’da mı beklersin, yoksa Niğde’ye mi gidersin, onu düşün sen.

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.

Burak Kaya hakkında
Müzisyen, yazar.

1 Comment

  1. Önceki “yetmez ama evet” oylamasında “ölülerinizi bile mezarından kaldırıp oy kullandırın” demişti, rahmetlik Fettullah Hocaavendi.

    Oradan kalımştır bu alışkanlık.
    Hocavendi henüz rahmetlik olmasa da, Tayyip Bey için rahmetlik sayılır.
    Ama o yine bi yolunu bulup oyunu kullanmıştır.”Evet” cinsinden.
    Dimi yaaa…

Yorumlar kapatıldı.