Çorlu tren kazasının ardındaki gizem çözüldü. Çorlu’da bir haftadır görenleri şaşkına çeviren bir doğa olayı gerçekleşiyordu. Ömürleri boyunca böyle bir doğa olayı yaşamadıklarını söyleyen yurttaşların beyanlarını değerlendiren meteoroloji uzmanları gökyüzünden yağan cisimlerin yağmur olabileceğini belirledi.
Akıl Almaz Doğa Olayı Bir Hafta Önce Başladı
Kaparoz muhabirinin araştırmalarına göre Çorlu’daki akıl almaz doğa olayı bir hafta önce başladı. Gökyüzünden kafalarına düşen saydam, ıslak cisimler nedeniyle şaşkınlığa uğrayan Çorlulular soluğu evlerinde aldılar. Havadaki damlacıkların yere düştüğünde yeri çamur haline getirdiğini belirten vatandaşlar yürümekte zorlandıklarını ifade ederek Belediye Başkanlığı ve Bimer’e şikâyetlerini ulaştırdılar. Birçok vatandaşın evlerinde mahsur kalmasına neden olan tuhaf doğa olayı karşısında devlet kurumları elinden geleni yaptı ancak Allahın takdiri karşısında alınan tüm önlemler yetersiz kaldı. uzmanlar, bu kapsamda değerlendirildiğinde Çorlu tren kazası için de Allahın takdiri demek dışında bir seçenek kalmadığını belirtiyorlar.
“Gökten Devamlı Olarak Su Akıyor, Yerlerde Birikme Yapıyordu”
Çorlu’da yaşananlar için ‘nedeni bilinmeyen bir doğa olayı’ tanımlaması yapan üst düzey bir yetkili ise “Allahtan gelen olaylar karşısında elimiz kolumuz bağlı, dua etmek dışında yapacak bir şeyimiz yok. İnanın gökten devamlı olarak su akıyor ve yerlerde birikme yapıyordu. Açıkçası ben çok daha acı sonuçlar bekliyordum. Böyle bir felaket için yaşanan kazalar son derece doğal. Bu tür olayları fırsat bilip devleti suçlayanların da kimler olduğunu gayet iyi biliyoruz. Çorlu tren kazasının sorumluları yargılansın diyorlar. Her şeyden önce ‘Çorlu tren kazasının sorumluları’ diye bir tanımlama olabilir mi? Olayın sorumlusu yağmur olduğuna göre yağmuru yakalayıp cezalandıracak halimiz yok.” dedi.
“Ben Dün Çorlu’da Tren Kazasında Öldüm”
Kaparoz’un ulaştığı bir yurttaşımız ise şöyle konuştu: “Ben dün Çorlu’da tren kazasında öldüm. Yağmur nedeniyle değil ülkeyi yönetenlerin yanlış tercihleri nedeniyle. Beni iklim değişikliğinden, tren yolu yapımından, ulaşımdan, mühendislikten, ilk yardımdan anlamayan bir anlayış öldürdü. Hastaneye götüremediler beni. Yolda öldüm ben. Televizyonlar, basın kuruluşları ve bu kötülüğün gönüllü savunucuları üstümü bir gazeteyle örttüler. Dünyada son gördüğüm şey bu oldu. Üstüme örtülen gazetede sadece ama sadece… Yalanlarınız yazıyordu…”