Habire Dolar Bozduran Abiler

Gazetelere, televizyonlara bakıyorum da herkes dolarını bozduruyor. Sadece dolar bozdursalar neyse, telefonunu kıran mı, arabasını satılığa çıkaran mı ne arasan var. Öylesine kararlı bir kitle ki karşısında ne Amerika durabilir, ne Rusya.

Kitleyi tam olarak bilmesem de tanıdığım birkaç kişi var. Mesela Cumhurbaşkanının her çağrısında dolar bozmaya giden bir arkadaşım var. Buna “Oğlum sen her çağrıda dolarını bozduruyorsun ama bir türlü de bitmiyor lan dolarların. Yeni bir çağrı gelince gene bozduracak döviz buluyorsun, yoksa bozdurmak için önce gidip dolar mı alıyorsun?” dedim.

– “Abi hepsini bozmuyorum bir seferde” dedi. Artık ne kadar doları varsa bankada herifçioğlunun…

Geçen gün bir döviz bürosuna gittim. Üç kuruşluk işlem yapıp (yalan yok az bir şey dolar aldım) “Vatandaş dövizlerini bozduruyor değil mi?” diye oltayı attım. “Yok abi ne bozdurması, üç dolar bozarsak, on dolar satıyoruz. Dolara talep gayet iyi, sen uyuyorsun.” dedi.

– “Televizyonlarda, gazetelerde hiç döviz alışıyla ilgili habere rastlamıyoruz ki, nereden bileyim ben” diyerek uzaklaştım olay yerinden.

Özellikle bu muhafazakâr arkadaşlar dövizlerini satarken, yakarken falan videolarını çekiyorlar ama hiç alırken videoları yok. Bakın ben beş yıl iktisat okudum (Dört yıllık okulu beş yılda okudum). Kesin olarak bildiğim bir nokta varsa o da doları satmak veya yakmak için önce almanız gerektiği. Eğer ihracat yapan bir firmanız yoksa, ben hiç döviz almadan hep bozdurayım gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil. İhracat bedeli de zaten döviz bürosunda bozdurulmaz. Dolayısıyla döviz alan hain, döviz satan vatanperver ise bunlar en iyi olasılıkla hain bir vatanperver. Sıralama olarak da hainlikleri vatanperverliklerinden önce geliyor.

Bu muhafazakâr kesimin parasını muhafaza etmekteki performansına ben bile inanamıyorum. Bu arkadaşlar yıllardır bütün parasını altına veya dövize yatırırdı. Faiz almak haram diye yıllarca ya FETÖ’nün faizsiz bankacılık hikâyesine veya dolara yatırdılar paralarını. Faizden üç lira kazanılıyorsa dolardan da aynı para kazanılıyor ama olsun Türk lirası haram, Amerikan doları helal oluyor bu arkadaşlar için. Yani eskiden öyleydi. 2015’ten sonra milli formayı giydi bunlar. Ondan önceki dönemler için cumhurbaşkanları, başbakanlar, belediye başkanları kim varsa mal varlıklarıyla ilgili beyanlara bakın hep dolar, mark, avro görürsünüz. O zamana kadar TL mevduatı haram, Amerikan parası helaldi. Eğer inancın paradan para kazanmaya izin vermiyorsa o zaman paranı Türk Lirası olarak vadesiz mevduatta tutarsın değil mi? Yok işte öyle değil. Bizim her günahımızı gören Allah, bunların doları bir yıl sonra bozdurduklarında daha fazla TL elde ettiklerini görmüyor çünkü.

Söz konusu vatan olduğunda. Pardon, söz konusu para olduğunda solcularımız da aynı kafada. Partisinin Ataşehir Belediye Başkanından aldığı daireyle ilgili dedikodular çıkınca Genel Başkan daireyi 100 bin dolara yandaş medyaya sattı. Daire Amerika’da değil Ataşehir’de ama solcu başkanımız dolarla iş görüyor. Muharrem İnce de cumhurbaşkanlığı seçiminden önce bir mal varlığı açıkladı. Kendisinin bol miktarda dolar ve avrosu var. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı için aday oluyor ama Türk Lirasına güvenmiyor Muharrem Abi. Amerikan parasını daha güvenli bir liman olarak görüyor.

Bunların içinde en millisi de MHP. Genel Başkanlarının garajında çoğu Amerikan malı olmak üzere ondan fazla yabancı arabası var. Elinde tespihiyle kullandığı Amerikan arabalarından koleksiyon yapıyor milliyetçi başkan. İçinde bir tane yerli araç yok ama olsun. Arabalarının radyosundan türkü dinliyor ya yeter o kadarı bize. Partisi de dolar 7.-TL olunca davul zurna eşliğinde dolar bozduruyor. Kimse “Sen ne biçim milliyetçi partisin ne işin olur Amerikan dolarıyla, ne zaman, kaçtan aldın bu dolarları?” diye sormuyor. Kriz ortamını bir fırsata çevirerek, ülkesinin değer kaybeden parası üzerinden para kazanan partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi. Gerçekten de çok milliyetçi bir hareket.

Fabrikalar satılırken, başka ülkelerden et, mercimek, saman ithal edilirken, dolar borcuyla yollar, köprüler, rezidanslar yapılırken sessiz kalanlar şimdi açıklama yapıyorlar: “Devletimizin arkasındayız.” Devletin başı da diyor ki Amerika’nın Iphone’una muhtaç değiliz. Güney Kore’nin de Samsung’u var. Peki baba senin neyin var? MÜSİAD Başkanı “40 milyar doları getiren ülkedeki şirketlerin dörtte birini satın alır” diyor. Yani MÜSİAD’a göre bizim satacak az bir şeyimiz daha var.

Düne kadar madenlerini, şeker fabrikalarını, demir çelik işletmelerini sattık diye bayram yapanlar, bugün bir yandan yerli malı haftası kutlamaya hazırlanıyor, diğer yandan evde kalan halıları satma telaşında. Önlerinde iki küçük sorun var: Bir, kutlayacak yerli malı kalmadı; iki, yabancılar artık bize para vermiyorlar.

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.

Burak Kaya hakkında 153 makale
Müzisyen, yazar.