Ekonomide Kenevir Mucizesi: “Kriz Gene Vuracak Ama Biz Fark Etmeyeceğiz”

Gazeteci Abdurrahman Dilipak’ın önerisiyle gündeme gelen kenevir üretimine Cumhurbaşkanı Erdoğan da yeşil ışık yaktı. Dilipak’ın “Esrarın biyolojik bağımlılıktan daha çok psikolojik bir bağımlılık yaptığını, bağımlılıktan kurtulmak konusunda, diğer eroin ve sentetik uyuşturuculara göre daha kolay olduğunu da hatırlatalım. Esrar kullanıcılarının çevresine karşı kriminal riski daha düşük olup, bütün zararı, daha çok kendisinedir” şeklindeki yazısından sonra özellikle genç kesimden Dilipak’ın önerisine olumlu tepkiler gelirken Yeni Akit de gündeme getirdiği haberlerle hint kenevir mucizesi konusunda kamuoyu hazırlamayı sürdürüyor.

Kaparoz, Erdoğan’ın ekonomiden çıkış için son umut olarak gördüğü kenevirin krizi nasıl önleyebileceğini uzmanlara sordu.

“Ekonomik Krizle Hissedilen Ekonomik Krizi Ayırmamız Lazım”

Hamiyet Sancak (Akademisyen): “Meteorolojide kullanılan, hepimizin aşina olduğu bir terim var: Hissedilen sıcaklık. Bu terimin bir benzeri de ekonomide geçerli. Halk için hissedilen yoksulluk, işletmeler için de hissedilen kriz gibi düşünebiliriz. Size bir örnek vermek istiyorum, hani böyle bir şeye kafanız bozulur, canınız sıkılır, bir çıkış yolu bulamazsınız. Sonra iki kadeh şarap içersiniz, bir de bakarsınız ki durum sandığınız kadar kötü değilmiş. Yani kriz gene var ama siz artık onu umursamıyorsunuz gibi. Hissedilen krizin yumuşaması da iktidara biraz zaman kazandıracaktır diye düşünüyorum. Ancak burada çok önemli bir şey söylemek istiyorum. Yöneticilerin de kenevir kullanması öngörülemeyen sonuçlar doğurabilir. Kötü olur veya iyi olur diyemem ama bugünden farklı olur. Hiç beklemediğimiz gelişmeler ortaya çıkabilir.”

“Göstergeler Düzelmeden Sadece Kenevirle Durum İdare Edilirse, Dozun Artırılması Gerekir”

Cemile Meteor (Kıdemli İktisatçı): “Kenevirin özellikle kısa dönemde beklentiler üzerinde olumlu etkisi olacağını düşünüyorum. Krizin olumsuz etkileri aynı şekilde sürerken, halka verilen kenevir miktarı artırılırsa, insanlar durumu gerçekte olduğundan daha pembe görmeye başlayacaktır. Ancak dediğim gibi bunun kısa vadeli bir enstrüman olarak düşünülmesi gerekir. Yani 2019’u kenevirle idare ettiniz diyelim, aynı miktarda kenevirle 2020’yi geçirmeniz mümkün değil. 2020’de ya koşullarda bir düzelme olması, ya da kullanılan dozun artırılması gerekir. Elbette doz artışının da bir sınırı var. Ekonomik göstergelerde bir düzelme olmadan sadece doz artışına gidilirse 2021’de sanrı (halüsinasyon) ve yoksunluk krizleri eşliğinde daha dramatik bir tabloyla karşı karşıya kalınabilir.”

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.