“Devlet Kumaş mı Üretir?” Diye Sümerbank’ı Kapatan AKP, Meydanlarda Hıyar Satma Hazırlığında

İktidarları döneminde Paşabahçe’den Ereğli’ye, SEKA’dan PETKİM’e, TÜPRAŞ’tan TEKEL’e, tersanelerden limanlara, şeker fabrikalarından cam işletmelerine kadar her şeyi özelleştiren AKP yönetiminin son icraatı olarak Türkiye’nin ana meydanlarında hıyar satılacağının açıklanması vatandaşların kafasında soru işareti oluşturdu.

“Biz Devlet Kumaş Satmaz Dedik, Hıyar Satmaz Demedik”

Kaparoz’un sorularını yanıtlayan bir AKP yetkilisi davranışlarında hiçbir çelişki bulunmadığını belirterek “Biz devlet kâğıt üretmez, pantolon dikmez dedik ama dikkat edin hıyar satmaz demedik. Bu yönde bir beyanımız olmadı. Tabii bazı art niyetli yorumcular burada bir çelişki varmış gibi bir hava yaratıyorlar oysa kesinlikle böyle bir durum yok. Bunlar son derece stratejik ve önceden planlanmış hamleler. Bizler 2000’li yılların başında konjonktürel olarak dünyadaki kumaş üretiminin Uzak Doğu ve özellikle Çin’e kayacağını öngördük. Bu açıdan devleti kumaş işinden çıkartıp hıyar sektörüne yönlendirmeyi düşündük” dedi.

“Zabıtanın Olmadığı Yerlerde Tezgâh Açıyoruz”

Hıyar satmanın inceliklerinden de söz eden yetkili “Herkes hıyar satışını kolay bir iş sanıyor ancak bu iş öyle özel sektöre bırakılacak bir şey değil. Bir kere zabıta konusu var. Biz ağırlıklı olarak zabıtanın olmadığı yerlerde tezgâh açıyoruz ancak her yerde bunu ayarlamak da mümkün olmuyor. Bakın biraz önce haber geldi, Ulus’taki Tanzim Satış aracımızı zabıta yakalamış. Oysa, zabıta var diye bu biz bölgeye özellikle mobil satış aracı yönlendirmiş ve meydanın dört yanına da birer gözcü dikmiştik. Zabıtayı görünce gözcülerimiz araç sürücüsüne haber verip aracın kaçmasını sağlayacaklardı ancak nöbetteki arkadaş lafa dalınca zabıta tüm tezgâhlara el koymuş. Zabıtayı da bilirsiniz tezgâhı kaptırdınız mı, ciddi miktarda rüşvet ödemeden tezgâhı geri alamazsınız. Yani uzun lafın kısası bu iş öyle herkesin altından kalkabileceği bir iş değil, planlama, özveri ve ciddi bir ekip çalışması gerektiriyor” dedi.

“Bir Ceketi Yıllarca Giyebilirsiniz, Peki Bir Hıyarı Yıllarca Yiyebilir misiniz?

Hıyar satışının avantajlarına değinen yetkili “Bakın size çok basit bir örnek vereyim. Çocuğunuza bir ceket aldınız, ertesi yıl ne yapıyorsunuz, hemen yeni bir ceket mi alıyorsunuz? Hayır, yırtılmadıkça aynı ceketi yıllarca giydiriyorsunuz. Sümerbank ürünleri de zaten zorlasanız bile yırtılmıyor. Oysa hıyarda durum tümüyle farklı. ‘Benim dün yediğim hıyarı getirin bugün bir daha yiyeceğim’ diyebilir misiniz? Mecbur gidip yeniden hıyar alacaksın. Yani hıyarınız iyiyse her gün yeniden satabilirsiniz. Biz devletin böyle bir alanda yer almamasını düşünemiyoruz. Hem buradan kâr elde edilecek hem de vatandaşımız ucuza hıyar yiyecek, buna itiraz etmenin bir mantığı var mı?” dedi.

“Hıyarcılık Bizim 3 Ana İlkemizden Biridir”

Açıklamalarını sürdüren yetkili “Şimdi buna ilkesizlik diyenlere ben soruyorum, siz bizim ilkelerimizin ne olduğunu biliyor musunuz? Tutturmuşsunuz 90 yıldır cumhuriyetçilik, devrimcilik gidiyorsunuz. Hıyarcılık bizim ilk kuruluş metnimizde bile yer alan ilkemizdir. Üç ana ilkemizden biri ‘Hıyarcılık’. Ama bazı yazarlarımız bunları araştırmadan işkembeyi kübradan sallamayı tercih ediyorlar. O zaman da böyle anlamsız haberler ortaya çıkıyor” dedi.

Kaparoz muhabirinin ‘Diğer ilkeleriniz nedir?’ şeklindeki sorusunu da yanıtlayan yetkili “Dediğim gibi üç ana ilkemiz var bizim. Aysel bir de ne vardı kızım bizim ilkelerden?” dedi.

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.