İftarı Nerede Açalım?

Bugün orta halli bir aile için İstanbul’daki iftar seçeneklerini karşılaştırarak bu konuda bir arayış içinde olan vatandaşlarımıza önerilerde bulunacağım. Okurları yanıltmamak için şunu belirtmek isterim ki kıyaslayacağım restoranlardaki iftarlara katılamadım. İftarlara katılma talebim restoranlar tarafından yemeği beleşe getirmek niyetinde olduğum gerekçesiyle geri çevrildi. Bu nedenle izlenimlerim sadece menü ve fiyatlar üzerinden olacak.

Öncelikle en çok merak edilen yerden başlayalım. İncelediğim bütün restoranlarda iftar aynı saatte. Yani üç kuruş fazla verelim de orucumuzu erken açalım diye bir durum kesinlikle yok. Eğer bir işletme size bunu vadediyorsa yalan söylüyor olabilir. Ben, bunu söyleyen işletmenin teklifini mutlaka yazılı olarak isteyin diyorum. Ayrıca bu aynı saat yaklaşımını da son derece sportmence bulduğumu söylemek istiyorum. Yani karar verirken sadece yemeğin lezzeti ve fiyatı kalıyor geriye.

Ortaköy’den başlayalım. Eğer iftarımızı Feriye Lokantası’nda açalım istiyorsak kişi başı 215.-TL ödememiz gerekiyor. Lokanta ayrıca buna %7 servis bedeli de ekleneceğini belirtmiş ancak isteyen misafirler gidip mutfaktan kendi yemeklerini kendileri alarak %7’nin üzerine yatabilirler diye tahmin ediyorum. Ama zaten iki yüz lira bayılmışız on beş daha versek ne olur diye düşünülürse daha rahat edilir diye tahmin ediyorum. Menüde pastırma, kuzu gerdan çorbası, vişneli yaprak sarması, levrek veya kuzu kol seçeneklerinden sonra enteresan tatlılar var. Ben telefonda “İstediğimiz kadar pastırma yiyebilir miyiz?” diye sordum ancak soruma net bir yanıt alamadım. Eğer bir kilo civarında bir pastırma yemek mümkün olursa bence fiyat iyi. Feriye’de hesabı ödemeden kaçmak zor. Restoranın kapısında mutlaka birileri bekliyor. Denize bakayım ayağıyla denize atlanırsa belki bir çözüm yolu bulunabilir diye düşünüyorum. Her durumda Feriye, ramazan için iyi bir seçenek.

Hazır Boğaz’dayken çok uzaklaşmayalım. Çırağan Sarayı’ndaki Tuğra Restoran’da kişi başı iftar yemeği 410.-TL. Üstelik buna KDV de dahil. Yemeğin KDV’si 60.-TL gibi tutuyor. Sorunuzu biliyorum, çünkü ben de telefon açıp işletmeye sordum ancak olmuyormuş. Yani sadece KDV’yi yemek mümkün değil. Orta büyüklükte bir aileyi düşünelim. Üç çocuk ve iftara davetli aile büyükleriyle birlikte yedi kişi olsun. Çırağan’daki iftarın ailemize maliyeti 2.870.-TL. Bahşiş, zekât, vale, fitre falan derken üç bin lirayı biraz geçer diye hesaplıyorum. İftarla birlikte paket olarak sunulan konaklama imkânından da yararlanalım denirse yedi kişilik ailemiz için on beş yirmi bin lirayı gözden çıkarmak lazım. Neyse biz yemeğimize dönelim. Güzel haber şu ki buradaki menüde de vişneli yaprak sarması bulunuyor. Ayrıca mini paçanga böreği ve cevizli incir dolması da menüde göze çarpan diğer güzellikler. Benim tek itirazım mini paçanga böreği noktasında olacak. Yani kol böreği daha uygun düşmez miydi? Kol böreğini daha kapsamlı bir börek olarak düşünüyorum mini paçangaya kıyasla. Ben buraya gelecek insanların mini paçangayla yetineceklerini hiç sanmıyorum. Hazır bu yola girmişken mutlaka bir kol böreği, olmadı bir vezir parmağı istenecektir.

Eğer Anadolu yakasındaysak ve fakirsek Develi’nin 140.-TL’lik iftar menüsü de iyi bir alternatif olabilir. Ancak burada maalesef Boğaz manzarası ve vişneli yaprak sarması yok. Manzara olarak uzun binalar, ara sıcak olarak da fındık lahmacun sunuluyor. Fındık lahmacun da bildiğiniz gibi boyut itibarı ile fındıktan biraz daha büyük. Kırk tane yerseniz midenizde “Ben galiba lahmacun yedim” hissi ancak oluşuyor. Yedi kişilik ailemiz buradan 1.000.-TL gibi bir hesapla evine dönebilir ama evde yiyecek bir şeyler olması kaydıyla. Yani kendi adıma şöyle düşünüyorum, on beş saat aç kaldıktan sonra fındık lahmacunla iftarımı açacağıma biraz daha oruca devam eder daha fazla sevap kazanırım. Sonuç olarak midem ikisi arasındaki farkı anlayamadıktan sonra niye açayım lan orucumu? Develi için şunu söyleyebiliriz, eğer “Herkes vişneli yaprak sarması yerken ben neden fındık lahmacun yiyorum?” diye komplekse kapılacaksanız buraya hiç gelmeyin ama “Hem fakirim hem o kadar da gururlu bir insan değilim” diyorsanız burayı tercih edebilirsiniz.

Tabii bir de iftarın sonrası var. İncelediğimiz üç restorandan da çıktığınızda şehirde biraz yürüyüş yapma şansınız var. Eğer şanslıysanız sokakta yatıp kalkan fakir çocuklardan birine denk gelip onunla fotoğraf çektirebilirsiniz. Çoğu günlerdir aç olduğundan fiziksel anlamda kondisyonları düşük yani size zarar verme şansları yok. Gene de fazla sokulmayın.

Bugünlük bu kadar. Herkese hayırlı ramazanlar…

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.

Burak Kaya hakkında
Müzisyen, yazar.