YSK’nın Toplantı Odasında Unutulan Üye, İki Günde 250 Sayfalık Gerekçe Daha Yazdı

YSK’nın gerekçeli kararını açıkladığı gün toplantı odasında unutulan bir YSK üyesi kararın tamamlandığını bilmeden 250 sayfalık gerekçe daha yazdı. Aç susuz halde bulunan YSK üyesine sağlık çalışanları tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından üye hastaneye kaldırıldı.

“Aç, Susuz ve Bilinçsiz Bir Şekilde Kaleme Alınmış Bir Şaheser”

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan bir YSK yetkilisi “Tahminimize göre üyemiz son toplantıda yorgunluktan uyuyakalmış. Arkadaşlar da fark etmeden odadan çıkıp kapıyı kilitlemişler. İki gün sonra temizlikçi kapıyı açtığında kendisini yerde şuursuz biçimde yatarken buluyor. Temizlikçinin söylediğine göre şuuru kapalı olmasına karşın kendisi gerekçeyi yazmayı sürdürüyormuş. Sağlık çalışanları ilk müdahaleyi yapıp kendisini ambulansla hastaneye götürdüler. Biz de o sırada gerekçeyi okumaya başladık. Muhteşem bir eser. Özellikle üyemizin şuurunun kapandığını tahmin ettiğimiz son bölümleri okuyanları tam anlamıyla büyüledi. Bu bölümler eserin doruk noktası. Genel olarak, aç, susuz ve bilinçsiz bir şekilde kaleme alınmış bir şaheser diyebilirim.

Şu an ilk gerekçeyle birlikte ele alındığında romanımız toplam 450 sayfa tutuyor. Bakın içeriğine hiç girmeden söylüyorum, herkesin bu emeğe saygı göstermesi lazım. Dile kolay 450 sayfa. Bugün bir maraton koştuğunuzda sonuncu da olsanız o yarışı bitirdiğinizde insanlar size saygı duyar. Ancak bizim ülkemizde ne yazık ki emeğin değeri bilinmiyor” dedi.

“Zihnimin Bulandığı Anlarda Kalemi Elime Aldım”

Yazdığı gerekçeyle ilgili açıklamalarda bulunan YSK üyesi ise “Şu an bilincim yerine geldi, arkadaşlar aralıklarla serum vermeye devam ediyorlar. Dile kolay, iki bardak su dışında hiçbir şey yeyip içmeden kırk sekiz saat boyunca gerekçe yazdım. Odada mahsur kalmayı bana verilmiş bir lütuf olarak görüyorum. Yazdığım gerekçe benim olgunluk dönemi eserim olarak anılacaktır. Özellikle zihnimin bulandığı anlarda kalemi elime aldım. İnanın ne yazdığımı hatırlamıyorum. Bir ruh içime girip bana bunları yazdırmış gibi. Elimde kalem vardı ama gerçekte kalem bendim. İçime sızan büyük güç beni bir kalem gibi tutmuş istediğini yazdırıyordu. Tam bir trans haliydi. Kendimden öylesine geçmişim ki aklımda yazdıklarımdan en ufak bir şey bile yok. Ne yazdığımı, niye yazdığımı bilmiyorum” dedi.

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.

Yorumlar

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.




Loading Facebook Comments ...