15 Temmuz İçin Alternatif FETÖ Sövgüleri

Usta ellerde basit küfürler bile hayranlık uyandıran bir şekle girebiliyor. Ben buna defalarca tanık oldum. Böyle atarlı tutarlı ortamlar -ne kadar kalabalık da olsalar- aralarındaki usta abilerle hemen dikkatinizi çekerler. Örneğin bir futbol maçını düşünelim. Bir tribün dolusu taraftar, hatalı gol yiyen kalecilerine söverken bu abiler susup bekler, sonra sessizlik anında bağırırlar:

“Seni kaleci diye o kaleye geçirenin …”

O an statta bir aydınlanma olur. Harbiden de kalecinin başarısız olması değildir asıl sorun. Sorun, bu başarısız adamın kaleci olarak sizin takımda sahaya çıkmasıdır. Öyle ya, bu herifi kaleye koymamış olsan, adam istediği yerde başarısız olur, senin takım da zerre kadar zarar görmez. Bu aydınlanmadan sonra uğultular yükselir, tartışmalar başlar ancak kısa bir süre sonra unutulur. Stat yeniden ‘İbne Falanca’ tezahüratı ile inlemeye başlar. Bir sonraki sessizlik anında, bu abinin sesi gene yankılanır:

“Transfer sezonunda seni adam diye o koltuğa oturtup da imza attıranın …”

Stat gene çalkalanır, yöneticiler parmaklarıyla onu işaret ederler. Polis bir kargaşa anında ilk onu enseler. Karga tulumba polis arabasına koyarken bir an için ağzını kapatan polislerin elinden kurtulur:

“Seni polis diye bu stada yollayanın …”

Bu abiler hedeflerinde ne olursa olsun bodoslama dalmazlar, geniş bir bakış açıları vardır. Küfre konu olan olayı nedensellik çerçevesinde değerlendirdiklerinden küfürleri de genellikle silsile şeklindedir. Her bakla kendisinden bir önceki baklaya bağlanarak bir mantık zinciri oluşturur. Kimi zaman bu zincir onu doğuran kişi üzerinden hedefteki kişinin tüm sülalesine kadar uzanır. Çoğu zaman görünen hedef yerine özenle gizlenmiş hedefleri bulup çıkarırlar.

Herkes gazeteciye söverken onlar “Senin eline kalem verenin de, senin yazını gazetesine koyanın da, bunu yazı diye okuyanın da …” diye devam ederler. Herkes şarkıcıya söverken onlar “Seni sanatçı diye televizyona çıkaranın da, televizyonda seni görüp de program diye seyredenin de …” diye yol alırlar.

Bu işin en büyük üstadı “Su veren itfaiyenin hortumunu …” diye başlar sözüne.

Ben 15 Temmuz nedeniyle FETÖ’ye sövenlerde bu eksikliği gördüğümü belirtmek istiyorum. PKK söz konusu olduğunda yardım edenin, yataklık edenin diye söze başlayıp da FETÖ’ye söverken nedensellik ve tarihsellikten bir anda uzaklaşılmasını anlayamıyorum. Bu haliyle FETÖ, bir çete değil de bir meczup gibi ele alınmış oluyor. Şimdi yöneticilerimizin ve pek değerli trollerinin gözlerinden kaçırdıkları bu eksikliği gidermek için bazı sövgüler öneriyorum:

  • “Paralel yapıyı kuranın da, paralel yapının kurulmasına göz yumanın da …”
  • “FETÖ’nün de, FETÖ gibi bir terör örgütüne ülkeyi teslim edenin de, bir teröriste ‘Hocaefendi’ diyenin de …”
  • “Genelkurmay başkanını hapse koyanın da, Genelkurmay başkanı hapse girerken buna engel olmayanın da …”
  • “Bakanlıkları ele geçiren FETÖ’cülerin de, o bakanlıklara bu teröristleri müdür diye, memur diye atayanların da …”
  • “Darbeyi planlayan FETÖ’cü tuğgeneralin de, bir istihkam kurmay albayı iken 2014 yılında teamüllere aykırı olarak kendisini tuğgeneralliğe terfi ettirenlerin de …”
  • “ÖSYM’nin sorularını çalanların da, o soruları alıp da başkalarının hakkını yiyerek üniversiteye girenlerin de, o soruları çaldıranların da, yöneticiyken soruların nasıl çalındığını fark etmeyenlerin de …”

Beş günlük askere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini alkışlayıp da başka birilerine hiç toz kondurmayanlar, 15 Temmuz geldiğinde azıcık da böyle sövün bakayım…

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.

Burak Kaya hakkında 153 makale
Müzisyen, yazar.