Darbecilere Açık Çağrı

Darveciler, Allah aşkına siz ne biçim insansınız. Bu çağda darbe mi olur arkadaş. Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayınca sizin adınıza ben utandım. Bu nasıl bir strateji yoksunluğu, nasıl bir organizasyon eksikliği, nasıl bir zekâ geriliği anlamak mümkün değil?

Akılları sıra darbe yaparak devleti ele geçirecek, sonra da zengin olup keyif çatacaklar. O dönemler geçti beyler, hiç kusura bakmayın. Eskidendi bunlar. Öyle holdinglerde yönetim kurulu üyelikleri falan, onlar 12 Eylül paşalarının devrinde vardı. Şimdi ileri demokrasiyle yönetiliyoruz.

Artık nasıl bir hayal dünyası varsa bunların, darbe yaptıklarının ertesi gün Hazine’ye girip paralara el koyacaklar. Öyle düşünüyorlar. Geçen gün gazetede okudum, rezervler eksiye düşmüş. Yani yokluk artık iyi bir seviye bizim için. Biz yoktan bir adım daha gerideyiz. Biz ‘Paramız yok’ diyenlere kıskanarak bakıyoruz. Çünkü bizim paramızın başında eksi işareti var. Şu an ‘tam takır’ deyimi bizim ekonomimiz açısından arzu edilen bir sonuç. Hazine’deki güncel durum şöyle:

– Dolar rezervimiz ne kadar Muhittin?

– Eksi yirmi milyar dolar efendim.

– Gazeteler abartıyor, fena değilmiş durumlar. Bana oradan eksi iki bin dolar verir misin?

– Tabii efendim.

– Muhittin, dursana yavrum ne yapıyorsun, versene lan cüzdanımı. Onlar benim paralarım.

Hazine dediğin yer ıssız bir yer artık. Korku filmi gibi yüksek sesle konuşanın sesi yankılanıyor duvarlarında.

Siz geri zekâlı mısınız, böyle durumdaki ülkeye darbe yapılır da bu borç yükünün altına girilir mi? Hadi diyelim darbeniz başarılı oldu, devleti ele geçirdiniz, yarın memur, işçi, esnaf kapınıza gelip para isteyecek. Ne diyeceksiniz onlara? 450 milyar dolar dış borcu neyle ödeyeceksiniz?

Tabii bu şu anki durum, yarın her şey daha kötü olabilir. Diyelim sen tankları dolar yedi lirayken sokağa çıkardın. Darbeyi yapıp tanklar kışlaya geri dönene kadar o dolar en az sekiz lira. Yani bu durumda senin dış borç da %10 artmış oluyor tabii. Zaten kendinden darbeli bir sistem var ortada. Böyle ekonomiye dışarıdan darbe mi yapılır?

Öyle yollara, köprülere bakıp da sakın gaza gelmeyin. Köprülerin, yolların, havalimanlarının gelirlerine bile ipotek konulmuş. Sen ölene kadar oradan alacağın tek şey parasını ödedikçe geri gelen borç senetleri olabilir ancak. Osmanlı’yı çökerten nedenlerden biri bu kapitülasyonlardı. Devlet demiryolları için yabancılara kilometre garantisi veriyor ve bu kilometre başına belli bir tutarın ödenmesini baştan kabul ediyordu. Abdülhamit’in çok övülen Bağdat Demiryolu Projesi bunlardan en önemlisi ama iş bununla da kalmıyordu. Alman-Fransız sermayesine, demiryolunun geçtiği güzergahtaki orman, maden ve taş ocaklarından da yararlanma hakkı veriyordu. Bu ayrıcalıklar herkesten gizli şekilde yapılmış ve imzalanan sözleşmelerle ilgili halka da doğru düzgün bilgi verilmemişti. Yani bugünkü yöneticilerin zekâsı o zamanlarda da vardı. Devleti soymak ve yabancılara peşkeş çekmekle suçlansalar da o zamankiler en azından hesap yapmayı biliyordu. Yani demiryolu düzgün çalışırsa hiç değilse kendi parasını ödüyordu. Şimdi on lira kazancı olan köprü için elli lira borç yazıyor. Yani senin para basıyor sandığın köprü, otoyol aslında borç senedi.

Yaklaşan depremi söylemiyorum bile. Eğer deprem olursa bunları en iyi günlerimiz diye anımsayacağız. Hazine ekside, köprülerin şimdiki değil önümüzdeki yirmi yıl boyunca gelirleri ekside. Yollar, havalimanları ekside. Oturacağın saray ekside. Hazinedeki kasada bulacağın tek şey borç senediyle, yandaş firma sözleşmeleri. Darbeyi yaptığın günün ertesi gün bu yandaşlar kapını çalacak:

– Efendim vallahi biz de hiç memnun değildik bu hükümetten, ne iyi yaptınız da geldiniz.

– Öyle mi, ben tepki görürüm diye bekliyordum.

– Ne tepkisi, estağfurullah.

– Sizinki hangi firmaydı?

– Her Devrin Çimentosu Proje ve İnşaat AŞ. Efendim bizim Hazine garantili şeyimiz vardı da, havalimanımız için iki milyon dolar rica edecektim, onun için rahatsız ettim sizi.

– Yahu yollarda bir Allah’ın kulu bile yok, uçaklar uçmuyor. Sizin havalimanı kapalı, ne parası?

– Ben size şöyle sözleşmemizi takdim edeyim, bakın Hazine garantili diyor. Hiç uçak kalkmasa da bizim yolcu garantisi anlaşmamız var. İsterseniz birlikte Hazine’ye geçelim.

Darbe düşünenler! Siz ne geri zekâlı ne ahlaksız insanlarsınız. Böyle ülkeye darbe yapılır da yönetime geçilir mi? Gidin önü açık bir ülke bulup onun yönetimini ele geçirmeye çalışın.

Hem senin kadron var mı? Kaç damadın var da ülkeyi yönetmeyi aklından geçiriyorsun.

Demokraside böyle şey var mı arkadaş, seçimle gelen orada kalır, bir daha gitmez. Bütün işlerin başına damatlarını falan getirip ekonomiyi batırır. Bizim bildiğimiz kadarıyla demokrasi böyle bir rejim.

Hadi bakayım, kimse bu darbe lafını falan etmesin bir daha. Darbeciler de kaybolsun. Zorla kefenini çıkarttırmayın insana!

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.

Burak Kaya hakkında
Müzisyen, yazar.