Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, Kuzguncuk’ta kiraladığı araziye yaptırdığı şömine ve çardağın İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından yıkılmasına ilişkin Cumhuriyet gazetesinin “Boğaz’da kaçak var” başlıklı haberine ve onlarca başka habere daha getirilen erişim engelinin gerekçesinin koronavirüsle mücadeleye bağlanmasının ardından, koronavirüsle ilgili haberlere de Fahrettin’le mücadeleyi zora soktuğu gerekçisiyle erişim engeli getirildi.
“Arkadaşımız İki Erişim Engeli Talebini Birbiriyle Gerekçelendirmeyi Önerdi”
Konuyla ilgili bilgi vere bir yetkili “O akşam geç saatlerde bizim mahkemeye iki farklı dosya geldi. İkisi de çeşitli haberlere ilişkin erişim engelleme talebiyle ilgiliydi. Birincisi Fahrettin Altun’un Boğaz’da kiraladığı kelepir arsayla ilgili haber, diğeri ise koronavirüsle ilgili olarak hükümeti eleştiren bazı muhalif yazarların yorumlarıydı. Biz tabii bu iki erişim engeli talebi için uygun birer gerekçe ararken mahkeme heyetindeki bir arkadaşımızdan çok değişik bir öneri geldi. Arkadaşımız iki olayı birbiriyle gerekçelendirelim, bakın saat geç oldu, hanım üç kere aradı, benim eve gitmem lazım’ dedi. Biz de düşündük, öneri aklımıza yattı. Hemen gerekçeyi yazıp kararı oluşturduk, sonra evlerimize gittik.” dedi.
“Eğer Bir Talep Daha Olsaydı O Zaman Bu Talepleri Üçgen Biçiminde Birbirine Takabilirdik”
Açıklamalarını sürdüren yetkili “Tabii bu şu anda size biraz tuhaf gelebilir, ilk bakışta birbiriyle ilgisiz gibi görünün iki durum sürrealist bir yaklaşımla aynı kadraja alınıyor. Bu hukukta yeni bir arayış, post modern bir yaklaşım. Yani koronavirüs nedeniyle Fahrettin Altun haberlerine erişim engeli getirirken diğer yandan da Fahrettin nedeniyle koronavirüs haberlerine erişimi engellemiş olduk. Hatta arkadaşlar ‘Keşke bir talep daha olsaydı o zaman bu talepleri üçgen biçiminde birbirine takardık, daha da enteresan olurdu’ dediler. Belki bir sonrakinde böyle bir üçlü durum olursa bu şekilde değerlendirebiliriz.” dedi.