Eve Ekmek Götürmek

Bildiğiniz gibi dün Sayın Cumhurbaşkanı Malatya’da halka çay dağıtırken bir vatandaşımız kendisine “eve ekmek götüremiyoruz” dedi. Artık esnaf mı vatandaş mı her kimse ben bu sözü duyunca kendi kendime şöyle düşündüm: “Ben bu ifadeyi abartılı buluyorum”. Sonra gördüm ki Sayın Cumhurbaşkanı da aynı şeyi söylemiş, halkımız da buna tepki göstermiş. Yani koca Cumhurbaşkanının Malatya esnafının ifadesini abartılı bulma hakkı bile yok.

Şimdi konuya daha yakından bakalım. Evet, yakından bakınca olay anında cumhurbaşkanımızın halka çay dağıttığını, esnafımızın da kıvrak bir bilek hareketiyle çayı kaptığını görüyoruz. Bu arkadaş cukkaladığı çayı pazarda satsa elde ettiği parayla en az on ekmek alır. Ama niyeti eve ekmek götürmek mi acaba bu arkadaşın? Bu yazıda genel olarak bunu irdeleyeceğim.

Arkadaş bir kere sen karınca gibi bulduğun her yiyeceği neden evine götürmeye çalışıyorsun. Amacın ne senin? Ekmeği eve götür, peyniri eve götür, gıda deposu mu ev mi lan bu. Ayrıca sen evde ekmek stoklayacaksın diye koskoca cumhurbaşkanı fazla mesai mi yapsın. Bizim kalkınamamamızın en büyük nedeni bu ekmek eve gelsin anlayışı. Al çoluğunu çocuğunu ailecek git bakalım fırına, ekmekler kuzu gibi yatıyor orada. Eve götüremiyorsan sen de fırında ye ekmeğini öyle git evine çok mu zor yani. Sen niye ekmek illa eve gelsin istiyorsun, niye kıçını kaldırıp ekmeğe gitmiyorsun? Bu soruların yanıtı yok. Bu ekmekevegelsincilere kalsak hepimiz üç ayda yüz elli kilo olur bir daha da evden çıkamayız.

Esnafın ifadesini neden abartılı bulduğuma gelirsek, yani bu arkadaşın yüz binlerce liralık evi var ama ekmeği yok öyle mi? Bu devirde evim var diyerek sevinmek yerine hâlâ oyum yok buyum yok diye üzülmenin anlamı var mı? Evini sat, ekmek al o zaman. O evi bulsa duvarları kemirerek mutluluk içinde yaşayacak milyonlarca insan var oğlum bu ülkede. Ayrıca ben adım gibi biliyorum ki ekmek işi çözülse bu sefer de eve zeytin götüremiyoruz diyen biri çıkacaktır. Yani bütün vatandaşların kahvaltısını tek başına cumhurbaşkanının halletmesi mümkün mü bunu soralım kendimize. Vatandaşın da biraz elini taşın altına koyması lazım. Her şeyi devletten beklersek olmaz. Ekmeği devlet mi veriyor zeytini sen bulacaksın, beleşe askı mı aldın gömleği kendin alıp takacaksın. Elbette devletimizin bunlara yetecek gücü var ama prensip olarak vatandaşın da bir yanık parmağa işemesi lazım. Onu isterim, bunu isterim demekle olmuyor.

Ben dün bu haberi okur okumaz hemen Cimer’e bu konudaki görüşlerimi özetleyen bir öneri yazdım. Yirmi dakika sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın önerimi değerlendirmek üzere incelediği yönünde bir bildirim geldi. Ben hemen teşekkür eden bir mesaj daha yazdım. Buna hemen bir yanıt daha gelmedi. Evet, önerime gelirsek, ben Malatya esnafı eğer böyle istiyorsa Malatya’da esnafa çay yerine ekmek atılmasını önerdim. Yani halka illa çay atılacak diye bir yasa yok. Hem ekmek daha ucuz. Hatta devleti zarara sokmamak için askıdaki ekmekler dağıtılabilir. Eğer bu ekmekler askılarıyla birlikte dağıtılırsa bir taşta iki kuş olur esnaf açısından. Ekmeğini alır evine götürür, askıya da gömleğini asar. Eğer derdi gerçekten ekmek ise bu kişinin sorun da bu şekilde çözülmüş olur.

Eğer devlet buna sıcak bakmazsa o zaman bu kardeşimizin tek bir seçeneği kalıyor: Dedelerinin yaptığı gibi ekmeğini evinde kendi olanaklarınla yapmak. Kahvede pazarda fink atacağına geçeceksin tandırın başına, mis gibi ekmeğini yapacaksın. Hem ekmek evde yapıldığı için ekmeği eve götürmek derdi de yok. Yani lojistik anlamda da bir avantaj sağlanmış olacak. Ama ben çok iyi biliyorum ki sen o zaman da unum yok diyeceksin. Askıda un kampanyası yapılsa bu sefer su isteyeceksin. Çünkü senin niyetin üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Hiç kusura bakma, bu millet sana bu bağcıyı dövdürmez.

Son olarak da bu masum gibi görünen talebi politik olarak irdelemek istiyorum. Şunu kabul edelim: Ekmek yok diyerek devleti zayıf düşürdüğümüzde terör örgütleri ile aynı noktaya gelmiş oluyoruz. Ekmeği bahane ederek bir kargaşa çıkarttığımızda dış güçlerin ekmeğine yağ sürüyoruz. Onun için bu yöntemlerden lütfen vazgeçelim. Öncelikle sorunu doğru tespit edelim: Ekmek var, sadece senin ekmeğe ulaşımında problemler yaşanmış olabilir. Bu da zamanla düzelir. Ayrıca uzmanlar fazla ekmek yemenin zararlarından söz ediyor. Aşırı karbonhidrat beyin hücrelerini yıpratıyor bu da eve ekmek getirmeyi giderek daha zor hale getiren bir kısır döngü yaratıyor. Benim Malatyalı kardeşime söyleyebileceğim tek şey şudur: Belki sana tuhaf gelecek ama eve ekmek götürmek istiyorsan, bunun tek yolu ekmeğinden vazgeçmek. Kısır döngüyü ancak böyle kırabilirsin.

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.

Burak Kaya hakkında
Müzisyen, yazar.