Yandaş ve Yalakalar İçin Altın Değerinde Öğütler

Yandaş ve Yalakalar

Sevgili yandaşlar, üç kuruş için yıllardır yalakalığını yaptığınız sistem ne yazık ki artık gün sayıyor. Kiminizin ihaleleri kesilecek, kiminiz işinden olacak, kiminiz yargılanacak. Elbette hepiniz haklı bir telaş içindesiniz. Ben sizleri seyredip ‘Oh olsun’ diyecek değilim, elimden geldiğince sizlere yardımcı olmak üzere bazı önerilerde bulunacağım. Bu önerilerimi dikkate alırsanız kısa süre içinde eski keyif ve konforunuza ulaşacağınızdan emin olabilirsiniz. İşte önerilerim:

  • Yeni İktidarı Eleştirmeyin:

    Yeni iktidarı eleştirirseniz, bu durum sizi eski iktidarın yalakası durumuna sokar. Oysa sizin yalakalığınız tümüyle çıkara dayalı, iktidarlardan bağımsız, evrensel ve müstakil bir yalakalık hali. Sizin tavrınız, mesafeniz, davranış biçiminiz kişilerle ilgili değil fırsatlarla ilgili. Falancanın yalakası olmak sizin çalışma alanınızı daraltmaktan başka işe yaramaz. Sizin amacınız, kim gelirse ona yalakalık yapacak bir duruşa sahip olmak. Bu duruş çevrenizde bir saygı uyandırmasa da sizi rasyonel bir yalaka olarak konumlandırarak yeni fırsatlara kapı aralayacaktır.

  • Sosyal Medya Hesaplarınızı Kapatmayın, Yazdıklarınızı Silmeyin:

    Yazdıklarınızın birer kopyası çoktan alınmıştır, siz silseniz de yazdıklarınız ömür boyunca karşınıza çıkacak. Onun için tam tersi bir tavır takının. Eski iktidarı destekleyen yazılarınızdan alıntı yapıp kendinizi sertçe eleştirin. Okuyan kişi “Ne oluyor lan burada?” desin. Eskiden şöyle düşünüyordum, şimdi aklım başıma geldi falan numaraları da yapmayın, kimse yemez bunları. Siz sadece karşınızda başkası varmış gibi saydırın kendinize. En yalaka tweetinizi alıntılayıp üstüne “İyi bok yemişim” yazın mesela. Yorumlarda yazılabilecek en kötü cümleyi düşünüp siz en baştan kendinize onu söyleyin. Kimseyle tartışmaya girmeyin, biri size ‘yalaka’ derse, başınızı öne eğmeden hafifçe gülümseyerek bunu onaylayın.

  • Savcıları Göreve Çağırın:

    Savcılar sizin çağrınıza uysa, ilk yargılanacak kişi siz olurdunuz. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama bildiğimiz bir şey daha var: Ülkemizde savcılar bu tür çağrılara kesinlikle kulak asmaz. Kendiniz hakkında beş sayfalık suç duyurusunda bulunsanız bile kimse ilgilenmez, herhangi bir memur bu dilekçeyi okumaz. Bu tür dilekçeler sıra numarası verildikten sonra kısa süre içinde arşive kaldırılır ve orada kaybolur. Siz de suçlamalara karşı “Ben bu konu araştırılsın diye dilekçemi zaten verdim” diyerek göğsünüzü gere gere dolaşırsınız. Suçsuzum demek tepki çekebilir ama suçsuzmuşçasına rahat ve arsız olmanız karşı tarafın kendisine ‘Acaba?’ diye sormasına neden olabilir.

  • Utanma Duygunuzun Olmamasını Avantaja Çevirin:

    Herkes sizin ne olduğunuzu gayet iyi bildiği için kimse sizden onurlu bir davranış veya gururlu bir hamle beklemiyor. Kesinlikle kendinizi böyle bir şeye zorlamayın. Birisi zamanında yaptığınız rezillikleri yüzünüze vurduğunda kendinizi savunmaya kalkmayın. Zaten bu sözlerin sizi çekeceği bir yer yok. Unutmayın siz en aşağıdasınız, buradan daha aşağısı yok. Sadece utanma duygusu olanlar inzivaya çekilebilir ama sizin geri adım atmanıza gerek yok. Sakın evinize kapanmayın, ortalarda gezinmeye devam edin.

  • Ayna Karşısında Çalışın:

    Pratik yaparken mutlaka ayna karşısında çalışın. Mimiklerinizi, gülüşünüzü, cilveli halinizi içselleştirin. Başkalarına karşı nasıl rahat konuşuyorsanız aynaya bakarak da aynı rahatlıkta konuşabilmeniz gerektiğini unutmayın. Daha sonra yakın akrabalarınızın ve çocuklarınızın karşısına çıkın. Eğer kendinizi rahatsız hissediyorsanız tekrar ayna ile çalışmaya dönün. Bu döngü sizi olgunlaştıracak. Size en çok sorulacak soru aynaya veya çocuklarınıza hangi yüzle baktığınız olacaktır. Günde birkaç saatlik antrenmanla bunun üstesinden gelebilirsiniz. Unutmayın, çalışmadan hiçbir başarıya ulaşılamaz.

  • Manevi Olarak Kaybedecek Hiçbir Şeyiniz Yok:

    Sizi diğer insanlardan üstün kılan da bu. Rakiplerinizin kimi adım kötüye çıkmasın, kimi aileme leke sürülmesin diye geri çekilecek. Ancak sizin ahlak, namus, gurur, erdem, dürüstlük gibi bağlayıcı bir değeriniz yok. Bu esneklik sizi çok daha çevik hale getiriyor, başkaları getiri götürü hesabı yaparken siz sadece getiriyi hesaplayabiliyorsunuz. Bu avantajı kullanın ve rahatlığınızı da çevrenize hissettirin. Herkes sizin ne kadar pervasızca hamle yapabileceğinize ikna olsun. Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.

  • Kişiliğinizin Olmamasını Gözünüzde Büyütmeyin, Bardağın Dolu Tarafına Odaklanın:

    İktidar değişimi sadece sizin için değil herkes için çalkantılı bir dönem. Bu süreyi olabildiğince hasarsız atlatabilmek için kendinize küsmemeniz, çevrenizdeki insanlarla kendinizi kıyaslamamanız gerek. Bazı insanların parası, bazı insanların eğitim olanağı bazısının da sizin gibi kişiliği olmayabilir. Kişiliksiz insanlar da diğerleriyle aynı haklara sahiptir. Bunu bir hastalık gibi kabul edin ve bu durumdan dolayı kendinizi suçlamayın. Siz tatlı dilinize, kıvrak belinize kısacası olumlu özelliklerinize odaklanın. İnanın her şey yoluna girecek. Montesquieu “Bir ülkede yalakalığın getirisi dürüstlüğün getirisinden fazla olursa o ülke batar.” demiş. Bizim ülkemiz genel olarak batış eğilimli olduğundan yalakalığınız bugün olmasa da yarın kıymetini bulacaktır.

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.

Burak Kaya hakkında 153 makale
Müzisyen, yazar.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.