İBB’de Kadın Yöneticiler

Geçen hafta önce İBB’nin sitesinde, daha sonra da çeşitli haber sitelerinde bir haber çıktı. Başlığı şöyleydi: İmamoğlu’ndan İBB Tarihinde Bir İlk: İBB Genel Sekreter Yardımcılığına Bir Kadın Atandı.

Olay Suudi Arabistan’da değil Türkiye Cumhuriyeti’nde geçiyor. İmamoğlu veya ekibi yazdırmış olsa gerek haberi. İstanbul belediye başkanının bir kadın olması durumunda bile kimsenin yadırgamayacağı bir ülkede adamlar, belediye başkanının sekreterinin yardımcısını kadın yaptık diye alkış bekliyorlar. Bu ülkede kadın başbakan, kadın bakan, kadın vali oldu. Sizin haberiniz olmayabilir ama 2023’te artık bir kadının cumhurbaşkanı olması gerektiğini söyleyen milyonlar var. Siz İstanbul’un erkek belediye başkanının erkek genel sekreterinin yardımcısını erkek değil de kadın yaptık diye övünüyorsunuz. CHP ekibi sanırım olayı şöyle karşılamıştır:

“Oğlum duydunuz mu lan, İBB Genel Sekreterinin Yardımcısı olarak bir karıyı atamışlar.”

“Nasıl lan?”

“Bildiğin karı oğlum, etekli, uzun saçlı falan.”

“Şaka mı yapıyorsun?”

“Abi ne şakası, karı resmen genel sekreter yardımcısı olmuş. Artık yemek mi yapacak, hamur mu açacak belediyede, ben anlamadım yani ne işi olduğunu orada.”

“Yahu belki birinin karısı falandır, hemen şey yapmayalım. Yanında bir erkek falan yok muydu?”

Belki bundan yüz yıl önce genel sekreter yardımcısının kadın olmasının bir haber değeri olabilirdi. Bugün yok. Tabii bunu saygıdeğer partimiz için söylemiyorum, bu durum CHP için büyük bir gelişme olabilir, çünkü 2018 seçimlerinde CHP’nin seçilen 147 milletvekilinden sadece 18’i kadındı. %12’nin biraz üstünde. Atatürkçülüğü ile dillere destan olan partimizdeki kadın sayısı oransal olarak AKP’nin de %50 kadar gerisinde. AKP’deki kadın oranı %18’e yakın. Aman olur o kadar canım.

Gerici yönetimleri baz alıp “İBB tarihinde ilk defa genel sekreter yardımcısı kadın oldu” diye haber yapan kafa günümüz ile Orta Çağ arasında bir yerde konumlanabilir ancak. İmamoğlu seçimlerden önce yönetimde kadın-erkek eşitliğine vurgu yapmıştı. Eşitlik diğer anlamlarından önce matematiksel bir kavramdır. Üç ile üç eşittir, dört ile dört. Yani eşitlik deniyorsa ne kadar erkek varsa o kadar kadın olması gerekir. Daha gerçekçi bir yaklaşım ise İETT, İSKİ, Teftiş Kurulu gibi önemli kurumların yönetiminde de kadın erkek eşitliğinin sağlanmasıdır. Yani daha büyük bütçeli, daha işlevsel kurumları erkeklere, küçükleri kadınlara emanet etmemek gibi.

Ama seçimlerden önce eşitlikten söz eden hepimizin Ekrem Abisi seçim bitince diyor ki “Üst yönetimde kadınlar %35, %40 gibi yer bulacaklar”. Hani eşitlik? Benim yaptığım hesaplamaya göre yönetimde %35 kadın olacaksa, %65 de erkek oluyor. Hani eşitlik, sizin eşitliğinizin Kuran’da kadına verilen erkeğin yarısı kadar mirastan ne farkı var? Erkek 2, kadın 1 alınca eşit mi olunuyor yani? Meydanlarda kadınlara eşitlik, seçimin ertesi günü kadına %35, erkeğe %65.

Gerçek anlamda eşitliği sağlamadan mümkünse eşitlik lafını hiç kullanmayın. AKP’nin din ile oy toplaması gibi CHP de Atatürk, laiklik, kadın hakları ile oy topluyor ama iş uygulamaya gelince oranlar 35’e 65 oluyor. Bu da parti olarak tarihlerindeki en yüksek oran. Şu an CHP’deki 81 il başkanından 76’sı erkek. %6’ya denk geliyor partideki kadın il başkanlarının oranı. Kimse kusura bakmasın ama bu oranlardan demokrasi, eşitlik, laiklik falan çıkmaz, buradan çıkabilecek tek gerçeklik kesif bir taşak kokusu olabilir. Tabii adamlar böyle bir ortam içinde genel sekreter yardımcısını kadın yapınca devrim yaptık sanıyorlar. Bence haklılar.

İl başkanlarının %6’sı, milletvekillerinin %12’si kadın olan bir partinin duvarlarına Atatürk resmi asması da bana biraz tuhaf geliyor. Evet ağalar, mavi göz edebiyatını bir kenara koyup verdiğiniz sözü tutun. İBB’de ve İBB şirketlerinin üst yönetiminde erkek sayısının kadın sayısından bir eksik olmasını bekliyoruz.

Uyarı: Sitede yer alan yazı, haber, görsel ve diğer tüm içerik kurgudur.

Burak Kaya hakkında 153 makale
Müzisyen, yazar.